Ben ağaç olsaydım hayvanlara yuva olmak isterdim. Kovuğumun içinde sincaplar olsun, dallarımda kuş yuvaları ve arı kovanları olsun, sıcaklayan hayvanlar gölgemde dinlensin isterdim.
En iyi dost hayvanlardır bence. Tehdit edilmedikleri veya korkmadıkları sürece kimseye zarar vermezler.
Bir yazı okumuştum; insanların yanında yaşamak vahşi hayvanların yanında yaşamaktan daha tehlikelidir, diyordu. En azından hayvanlar korunmak ya da yemek için başka canlılara zarar verir. İnsanların ise sebebe ihtiyacı yoktur. Doğaya ve evrene tamamen zarar yaratıklar.
Ağaçlara bakacak olursak yaşam için çok önemlidirler. Besin ve oksijen üretir, ayrıca dallarına çıkmak ve salıncak kurup sallanmak da eğlencelidir. Hele büyük olanları, doğal oyun parkı gibidir. Piknik için gelenlere gölge yapar, nimetlerini sunar. Ağaçlar kusursuzdur. Her bakımdan faydalıdır.
Şöyle düşünün, şehirde bir evde yaşıyorsunuz. Her yer beton yığını. Hiç yeşillik yok.
Bir de ormanın ortasında bir evde yaşadığınızı düşünün. Yemyeşil, huzur dolu… Hangisi daha iyidir?
Ağaçların birbiriyle konuştuğunu savunurum hep. Bir bağları var diye düşünürüm. İnsanlar aksini iddia etse de okuduğum bir yazıda öyle diyordu. Düşününce toprağın altında metrelerce kökleri var. Bir şekilde iletişim kurabilmeliler.
Ormanda yürürken kuş cıvıltılarını ve yaprak hışırtılarını duydunuz mu hiç? Kulağa müzik gibi geliyor. Aslında müzik aletlerinin çoğu tahtadan… Tahta da ağaçtan yapılır. Hem doğal hem de yapay müzik aleti…
Belki bir gün benim vücudum da işlevini kaybedecek ve bir ağacın altına gömülecek. O zaman bu muhteşem ağaçlar benim için yeni bir anlama daha sahip olacak.
Uzun lafı kısası ağaçlar benim için, dünya için çok önemli. Onlar olmadan yaşamak mümkün değil. Sadece oksijen olmayacağı için değil, yaprak sesleri ve hayvanların konaklayacağı bir yer olmayacağı için de.
Aslında sözün başlangıcı ‘ben ağaç olsaydım şunu isterdim’ değil, ‘ben ağaç olmak isterdim çünkü’ olmalıydı. Ben ağaç olmak isterdim çünkü doğaya bir faydam dokunsun istiyorum… Ben ağaç olmak isterdim çünkü bütün hayvanların dostu olmak istiyorum…
Kitap
Ben kitap olsaydım içimde gizli bilgiler barındırırdım. Tamamen farklı bir dünya ama bir o kadar da içimizden olaylar olmasını isterdim. Üstü kapalı bilgileri insanların kafa yorarak bulmasını isterdim.
En güzel öğrenme yolu kafa yormadır bence, eğer kitap olsaydım yazan en gereksiz bilgiyi dahi saklı tutardım. Çünkü birilerinin ufak detaylarla o bilgiye ulaşması kalıcı hale gelmesini sağlardı.
Aslında her kitapta yazarlar farkında olmasalar dahi gizli mesajlar saklar. Bir cümleden bir sürü farklı anlam çıkaranlar olabilir. Bu da hem bazı şeylerin kalıcı olmasını, hem de insanların kitapta kendilerinden bir parça bulmasını sağlar.
Düşündüğüm zaman birçok kitap bana farklı şeyler katıyor. En alakasız cümlelerden farklı anlamlar çıkardığım zaman aslında bütün karakterlerle iletişim kurabiliyorum. Sanırım bu yüzden kitap olmak istiyorum. Başkaları okuduğunda “Ya şu karakter de ne kadar bana benziyor” demesini istediğim için.
Bazı insanlar kitap okumaktansa film izlemeyi tercih eder. Halbuki kitaplarda karakterlerin iç dünyası detaylı bir şekilde anlatılır.
Karakterlerin yaşadıkları ve duyguları ne kadar iyi betimlenirse o kadar iyi bir kitap olur. Ben kitap olsaydım içimdeki karakterlerden detaylı bir şekilde bahsederdim. Okurları başta sıkabilir bu durum. Ama olan bir olayın sebebini anlamada onlara yardımcı olur.
Bazı kitapların gereksiz olduğunu söyleyen insanları görmüşüzdür. Bazen o kitapların hiçbir şey katmadığını savunurlar. En katılmadığım sözlerden biri bu. Çünkü en saçma kitap bile bir şey katar insana. Kelime dağarcığına yeni kelimeler katar, okuması hızlanır, yaşanan olaylardan ders çıkartır ve sayamayacağım daha birçok şey.
Ben kitap olsaydım eminim ki beni sevenler de sevmeyenler de olacaktır. Ama önemsediğim şey bu değil. Önemsediğim şey birilerine bir şeyler katabilecek olmak. Eğer bunu başaran bir kitap olabilirsem gerisi hiç önemli değil…
19 Haziran 2022