“Özür Diliyor ve Geri Dönüyoruz” (https://bit.ly/3NjAsgu)
Doğa Dostları’ndan
Hayvan Bilinci Üzerine New York Deklarasyonu
Hangi hayvanlar bilinçli deneyim kapasitesine sahiptir? Birçok belirsizlik devam etmekle birlikte, bazı geniş mutabakat noktaları ortaya çıkmıştır.
İlk olarak, diğer memelilere ve kuşlara bilinçli deneyim atfedilmesine yönelik güçlü bilimsel destek bulunmaktadır.
İkincisi, deneysel kanıtlar en azından tüm omurgalılarda (sürüngenler, amfibiler ve balıklar dahil) ve birçok omurgasızda (en azından kafadanbacaklı yumuşakçalar, kabuklular ve böcekler dahil) bilinçli deneyimin gerçekçi bir olasılık olduğunu göstermektedir. (Yazının devamı)
Kedi-Köpek Öldürme Yasası’na Hayır!
Atların, kedilerin köpeklerin ve diğerlerinin yaşamasını istiyorsak, hayatı bizim dışımızdaki canlı ve cansız varlıklarla adil bir şekilde paylaşmak istiyorsak öncelikle ben merkezci anlayışlardan uzaklaşmamız gerekiyor. İnsanın dünyanın sahibi, efendisi değil doğanın sadece bir parçası olduğunu artık kabul etmemiz gerekiyor. Aşırı hırs ve kibirden uzaklaşmamız gerekiyor. Aşırı betonlaşmadan, kırsal hayatı yok etmekten kaçınmamız gerekiyor. Tüm canlılara ve cansız varlıklara saygılı olmamız, onların yaşama ve var olma haklarını yaşama ortamlarını kendilerine vermemiz gerekiyor.
Doğanın dengesini, yaşam döngüsünü anlamak ve ona saygı duymak zorundayız. Doğa ile kavga eden kazandığını zanneder ama kaybeder.mDoğanın dilini öğrenecek ve onunla uyum içinde yaşayacağız. (Yazının devamı)
.
Datvi’nin Bildikleri ve Cemal Gülas
Bu sütunlarda canlı ve cansızlardan oluşan “bütün” ile barışık kişilere ve hikayelerine yer veriyoruz. Bunlardan birisi de Cemal Gülas. Ekşi Sözlükten şu alıntı onu tanıtmaya yeterlidir sanırız: “Doğayı öğretmek için aldığı ayı yavrusu (Datvi) o bunu yapmasaydı bir barınakta kafeslerde yaşayacaktı, tabi buna ne kadar yaşamak denirse. cemal gülas hergün ayı yavrusunu alıp ormada dağlarda onunla gezip ayının doğal ortamını tanımasını sağlamaya çalışıyor. ama asla ayının annesinin ona öğreteceklerini öğretemeyeceğini bilmenin acısını da içinde taşıyarak yapıyor bunu. bir ayının insanın bildiklerini bilemeyeceği gibi bir insanın da bir ayının bildiklerini bilmesi mümkün değildir çünkü… (Yazının devamı)
BODRUM’da İmar Planları ile Gelinen Noktanın Resmi!
Barınacak evleri kalmayan, yiyecek içecek bulamayan yaban domuzları sitelerin bahçelerinde dolaşmaya, konaklamaya, çöplerden beslenmeye, havuzlardan su içmeye çalışıyorlar.
Önerilen çözümler:
- Belediye bu hayvanları gördüğü yerde vurup öldürsün.
- Belediyeler ve site yönetimleri zehirli yiyecekler koyup bu hayvanları zehirlesinler.
- ……… (Yazının devamı)
Editörden
.
Özür Diliyor ve Geri Dönüyoruz!
“Bildiğimiz ve henüz varlığından haberdar olmadığımız tüm canlı ve cansızlar, bir bağlantılı bütün olarak, o bütüne uyum göster(e)meyenleri içinden atıp yenilerini üreterek yeni dengeler oluşturur…. (Yazının devamı)
Siteye Yeni Katılanlara!
Adil Yaşam web sitesi Matruşka Bebekleri gibidir; ama bir farkla. Matruşka bebekleri giderek küçülürken Adil Yaşam (AY olarak kısaltılıyor) açtıkça ilginçlikler ortaya çıkıyor. Bunlardan bir örnek, ana sayfadaki (Bu Animasyonu İzlemelisiniz) işaretli video bağlantısıdır. Bir bakınız, toplumda yakındığımız sorunların ne kadar çoğunun nerelerden doğduğunu, birbirlerini nasıl etkilediğini görebileceksiniz. Geri dönüşleriniz yeni bilgilerin üremesine yol açabilecektir. Teşekkürler (Yazının aslı)
.
İyilik Yapan İyilik Bulur!
Ana sayfada, “Diğerkâmlık Tam da Budur” adıyla görülen video Adil Yaşam® davranışlarının nasıl yaygınlaşabileceğinin de bir ip ucunu veriyor. Annenin bir telkini çocuğu bir rotaya yönlendirebiliyor. Nitekim, zihinlere yerleşen bir kavramın, tüm enformasyon girdileri için bir “süzgeç” işlevi gördüğü yolundaki bir çalışma da benzer ipucuna işaret ediyor (tıklayınız). (Yazının aslı)
Bayram Böyle Kutlanır!
Bu denli içten bir kutlama..Sözün bittiği yer (tıklayınız)
(Video’yu aldığımız Tanfer Dinler’e teşekkürlerimizle) (Yazının aslı)
Kaçacak Yer Kaldı mı?
“Deniz dibinden hüzün dolu bir kare. Müsilajdan kurtulmak için boş bir Pina kabuğuna tırmanmış bir deniz hıyarı. Gördüğüm 30 deniz hıyarının 20’si benzer şekilde bir yerlere tırmanmış. Nereye kaçacaklar?” diye yazmış Prof.Dr. M.Sarı Marmara denizine dalarak çektiği fotografın altına. (Yazının devamı)
Ayrık önlemler yetmez, bütüncül yaklaşım: Olmuş Gibi!
Henüz meydana gelmemiş, ama meydana geleceği -belirli bir olasılıkla- iddia edilen bir “olmamış deprem” düşünelim. Çeşitli yörelerde (İstanbul, İzmir vb) beklenen depremler buna birer örnek olabilir…….. (Yazının devamı)
Ağır Çekim Gibi Yıkılan Binalar!
Önce bir düzeltme: Yazının başlığında ima edilen “Yapılar Birdenbire Yıkılmaz” genellemesini düzeltip başına -açıkça yazılması yasak(!) olan- (eğer..ise) koşullarından birkaçını ekleyeyim: “Eğer: a. Bir yapı ilk anda bile ayakta duramayacak kadar yanlış tasarımlanmamıiş ve b. Yapımında…. (Yazının devamı)
Mesele Artık Fayların Ötesine Geçebilmeli!
Yıllardır, afet zararları ortaya çıktıktan sonraki resimleri düzeltmeye odaklandık. Çünkü ezberlerdeki açıklamanın çekirdeği (maksim) -özellikle de doğal afetlerin- “önlenemezliği”dir. Halkın bir bölümü bunu Tanrı kaynaklılık ile açıklarken…. (Yazının devamı)
“Basit ama yanlış” ya da “karmaşık ama doğru” ÇÖZÜMLER!
Bir sosyolojik olay ya uzun bir makaleyle -o da kısmen- ya da şöyle bir karikatürle -çok iyi- anlatılabilir: Tıklayınız
Belirsiz Varsayımlara Dikkat!
Her ne yargıda bulunursanız bulununuz, mutlaka bazı varsayımlara dayanır. Suyun kaynama derecesi (eğer basınç deniz seviyesindeki kadar ise) 100 santigrad derecedir. Demokrasi (eğer korkmama özgürlüğü varsa) iyi bir rejimdir. Eğitim (eğer iyi ahlakla birleşirse) refah ve mutluluk sağlar…….. (Yazının devamı)
2012’den bir hatırlatma!
1999 depremi ve sonrasında meydana gelen bir dizi depremin ardından birbirine benzer tartışmalara şahit olduk. Çok sayıda TV kanalı -biraz da rekabetin zorlamasıyla- çeşitli üniversitelerden akademisyenleri davet ederek açıklama ve tahminler yapmalarını istedi….. (Yazının devamı)
6 Şubat 2023’te Binalar Neden Yıkıldı?
Binaları yıkan nedenleri görmeye ve sonrada paylarımızı düşünmeye ve de düzeltmeye var mıyız? (Tıklayınız)
Alışkanlıklarımızın doldurmadığı bir yaşam kesiti var mıdır?
Yaşam adı verilen süreklilik, aslında yüzlerce farklı sahnenin birbiri peşi sıra eklenmesinden oluşuyor ve hemen hepsi de kişilere özgü alışkanlıklar içeriyor……. (Yazının devamı)
Deprem Zararlarını Azaltmak için eBeyin Fırtınası (eBF)
Değerli dostlar, aşağıdaki tablo kendini açıklar nitelikte. Bir afet (deprem, sel, orman yangını vd) öncesinde, sırasında ve sonrasında hangi alışkanlıkların edinilmesi ya da aksine hangi hatalı alışkanlıkların terk edilmesi gerektiği (en önemlileri) soruluyor. Yardımcı olabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkürler…. (Yazının devamı ve eBF)
Yenilenebilirlik (re-generability)!
(Canlı-cansız-herşey bütünü ile ilgili alıntılar köşesi)
İzmir’de geçen hafta “Binbir Çiçekli Bahçede Yaşar Kemal Sempozyumu”nda, Dr. Ayşegül Tözeren, Yaşar Kemal’in derin ekolojist bir yazar olarak, romanlarında doğanın sesini dile getirdiğini söyledi.
Bu toplantıya katılma nedenim Prof. Dr Mustafa Sarı’ya İş Bankası kültür yayınlarından çıkan, Müsilaj ağıt mı umut mu? kitabını imzalatmaktı. Prof.Dr. M.Sarı‘dan iki alıntı : (1) “Uzun yıllar Van Gölü inci kefalinin korunmasıyla ilgili çalışmalar yaptı. Geliştirdiği sorun temelli sosyal katılımcılık modeli doğa korumaya yeni bir perspektif getirdi. Son yıllarda Marmara Denizi balıkçılığının sürdürülebilirliğine odaklandı. 2016 yılından beri bilimsel çalışmalar ve medya aracılığıyla müsilaj konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Halen Bandırma Onyedi Eylül Üniv. Denizcilik Fak.’nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde kurulan kurulun üyesi.” (2) “İnci Kefalleri Asla Dönmez“
Sen “Van gölü kefallerini, Marmara denizi hıyarını kurtaran bir doğa kahramanısın” dedim, yüzüne. Güleç yüzünü fotoğrafladım. “Denizin Sesi / Rengi Sırrı, Derdi” başlıklı sunumunda Marmara denizini nasıl ekokırıma uğrattığımızı anlattı, “bir nefes alın şimdi” dedi. “bu nefesin oksijeninin yarısını denizler üretiyor” dedi. Son sözünü ise Yaşar Kemal’den alıntıladı, ”deniz bize küsecek”.
Realist ütopya kitabımda Tuva dostu olmak diye adlandırdığım derin ekolojist düşünce; bizi doğanın sesi olmaya davet ediyor. Denizler, göller, nehirler, ormanlar sahipsiz olduğundan ekokırıma uğruyor. Ağaçların, nehirlerin, göllerin yaşam hakkını savunmak için Mustafa Sarı‘nın kitaplarını okumak gerek. Özümüze dönmek için ağaçların, nehirlerin, göllerin, Marmara denizinin sesini duymak gerek. Zihnimizi müsilajdan temizleyemez isek nefes bile alamayız.
Soruyor Mustafa Sarı.. “Müsilaj, ağıt mı umut mu?” Deniz bize küsecek S.O.S.
Cahit Günaydın
Biz kimiz?
Bir şey yapmayı engelleyen çok sebep olabilir; ama bir tanesi bellidir: O şeyi zaten yapıyor olmak. Ama en güçlüsü yapıyor olduğuna inanmaktır ve simgesi de “zaten” sözcüğüdür.
Adil Yaşam girişimine herhangi bir şekilde katılanların ortak özellikleri sözcük dağarcıklarından “zaten”i silmiş, “arayış içinde” olmalarıdır. Bunun dışında siyasi, dini, ideolojik herhangi bir ortak yanları yoktur.
Adil Yaşam İlkeleri ve vizyonunu benimsemiş; bu yolda
somut katkı yapan ya da benzer amaçlarına katkı yapabileceğimiz
tüm kişi ve kurumlar doğal çözüm ortağımız olarak hedef kitlemiz içindedir; yurt içinde ya da dünyada!
İş birliği Profilimizi Görmek için: Tıklayın
Adil Yaşam mesajları yaymaya söz verir misiniz? Yaymak için o kadar çok seçenek var ki lütfen bir bakınız: Tıklayın
Adil Yaşam® Ekibimiz
ve Organizasyonel İlişkileri
Adil Yaşam® Gönüllüsü olur musunuz?
Adil Yaşam® davetine katılan her kurum ya da kişi birbirlerine eklemlenerek yeni gönüllü katılımlar için de özendirici oluyor.
Kurumsal ya da bireysel olarak Adil Yaşam® Platformuna katılım talepleriniz için Niyet Mektubunu doldurup bize iletmeniz yeterlidir.
Yazılar
Bütün içeriklerimiz katkılarınıza açık. Eğer siz de katkıda bulunmak isterseniz makale sayfasını ziyaret ederek en alt bölümdeki yorum alanından fikirlerinizi bize ulaştırabilirsiniz.
Güncel İçerikler
Filter
Haberler
Filter
Çağrılar
Sorularınız mı var?
Adil Yaşam Platformu hakkında sıkça sorulan soruları ve cevaplarını inceleyebilirsiniz.
Adil Yaşam kavramı nedir?
Canlı, cansız ve kültürel varlıklar bütünü ile birlikte var olabileceği bilincine sahip olmak, o bütünün sürdürülebilirliği yolunda tüm varlıkların haklarını gözeterek yaşamak kastediliyor. Buradaki “bütün”, “kul” kavramı ile kast edilen herşey ile benzer anlamdadır.
“Bütün haklarına saygı” ne demektir?
https://adilyasam.net/butun-haklarina-saygi-kavrami-nedir/ adresinde ayrıntılı açıklaması olan kavramın özü şudur: “Bütünün Hakları” çizgisi doğadaki tüm canlı ve cansızları içeren farklı bir boyutu anlatıyor. Herhangi bir kurumun sunduğu hizmetlerde, sunucular ve yararlanıcılar bakımından haklar bütününün daima göz önünde tutulması temel ilkedir.
Adil Yaşam İlkeleri nelerdir?
Üç temel ilkesi şunlardır: (1) Varlıklar bütününün sürdürülebilirliği, kamu yararının yeni (post pandemi) tanımıdır, (2) Bildiğimiz ve henüz varlığından haberdar olmadığımız tüm canlı, cansız ve kültürel varlıklar (yani her şey) bir bağlantılı bütün olarak, o bütüne uyum göster(e)meyenleri içinden atıp, yeni dengeler oluşturabilecek yeni varlıklar oluşturup yeni bütünlüğü sürdürüyorlar. Bu bütünlüğün herhangi bir öğesinin görmezden gelinebilecek her hakkı, o varlıkla denge halindeki diğerlerince yeni bir denge oluşturulana kadar, bütünü oluşturan diğer varlıklardan orantısız da olabilecek biçimlerde geri alınır. (3) Gözetilmesi adet olmamış bir hakkın gözetilmeye başlanması, halkın olası tepkileri nedeniyle o hakka karşı ayrı bir olumsuz tutuma yol açabilir. Buna göre, gözetilecek her hak, ilgili paydaşlar nezdinde etkili biçimde anlatılmalıdır.
Adil Yaşam’ı gerçekleştirmek kimin sorumluluğudur?
Bireysel yaşamların da toplu yaşamın da tüm sorumlulukları bireylere ve onların oluşturdukları kurumlara aittir. Sorumluluklara karşılık gelen görevlerin bazıları kurumlara devredilse de sorumluluklar devredilemez. Bir toplum, tüm karar ve eylemlerinin sonuçlarından sorumludur. Buna göre Adil Yaşam’ın gerçekleştirilmesi de bütünüyle toplumu oluşturan bireylere, onların örgütlerine (STK) ve seçtiği, direktifler verdiği, örgütlediği ve denetlediği yerel ve merkezi idare görevlilerine aittir. Birey en temel sorumludur.
"Bireysel Değişim Planı" nedir?
Sahip olmadığı bir alışkanlık kazanmak ya da aksine sahip olduğu bir alışkanlıktan kurtulmak isteyen kişilerin, bunu nasıl yapacaklarını açıkça yazdıkları bir listedir. Bu listenin en önemli özelliği -ister kağıda isterse avuç içine yazılsın- aynen pazara gitmeden önce yapılan bir alışveriş listesi netliğinde ve somutluğunda oluşudur. Bir örnek değişim planı için bkz. Ek3 https://adilyasam.net/afet-zararlarini-azaltmak-ek-3/
Tüm depremler afet midir?
Hergün farkına varmadığımız onlarca deprem oluyor, ama biz onların farkına bile varmayabiliyoruz. Farkına vardıklarımız, hatta oldukça şiddetli olanlar dahi bir afet halini almayabiliyor. Afet, tanım olarak “toplu yıkıma, can veya mal kaybına yol açan olaylara” verilen isim. Bu yüzden de her afet çeşidi için ölçüler tanımlanmış. Örneğin rüzgar şiddetleri (https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/makale/beaufort.pdf) adresindeki “Beaufort skalası”na göre, depremler ise büyüklük ve şiddetlerine göre ölçeklendiriliyor (https://bityl.co/BUES). Depremin şiddeti, depremin yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür ve büyüklüğünden farklıdır.
Adil Yaşam Hareketi’ne nasıl gönüllü olabilirim? Gönüllülük edimleri (vecibeler) nelerdir?
Çok kolay, bilgi@adilyasam.net adresine bir E-posta atmanız yeterlidir. Gönüllülerden beklenen, bu web sitesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda akıl ve/ya zamanının bir bölümünü ayırmaya söz vermeleridir. Bkz. Profesyonel gönüllülük
Ayrıca:
- Düzenlediğimiz kampanyalarda gönüllü olmak ve bizden haber almak için tıklayınız
- Mahallenizde gönüllülük ağı kurmak için tıklayınız
- Bizi arkadaşlarınıza önermek için tıklayınız
- Sosyal medyada paylaşmak için tıklayınız
Bağış yapmak için tıklayınız
Önerilen “Gönüllü Yaptırımla Alışkanlık Kazanma” (GYAK) yöntemi nedir?
GYAK, arzu edip de kazanamadığımız doğruluk, iyilik ve güzellik yolunda dayanışmacı alışkanlıkları ya da zaman içinde edinip de terk edemediğimiz hatalı alışkanlıklarımızla başa çıkabilmek için basit ve etkili bir yöntemdir. Yöntemin temeli, söze dayalı anlaşma yapabileceğimiz ciddiyet ve güvenilirlikteki bir tanıdığımız ile şöyle bir anlaşma yapmaktır: “……… konusunda edinmek istediğim ……. alışkanlığımı ………. süre içinde kazanacağım. Bunu tam olarak yapamadığım takdirde, yerine getirmemin güç olacağı …….. yaptırımı kabul ediyor ve ileride cayma ihtimalimi ortadan kaldırmak için ……önlemini taahhüt ediyorum.”
Bize Ulaşın
Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı®
Fulya Mahallesi Büyükdere Caddesi
No:74/A Torun Center Kat: B-1
Garden Ofis No:171 34394
Mecidiyeköy-Şişli/İstanbul
+90 (212) 803 83 97
+90 (530) 314 0904
bnv@beyaznokta.org.tr