Yalnız kendimizi düşünerek yaşamımızı sürdüremeyiz. Bu mümkün de değil adil de!

“İnsanlar Eşsiz mi? Bütün Bunlar Salt İnsanlar için mi?” Videoyu izlemek için (Tıklayınız); altyazıların Türkçe çözümü içinse (Tıklayınız)

Değişimin parçası olun.

Doğa Dostlarından

Filter

DOĞA OZANI  GOETHE

Doğa  ozanı  Goethe  çiçeklerin yaprak sürgünlerinin biçim  değiştirmesinden  olduğunu  açıklayan bir botanik bilim insanı idi.  Botanik   Öğrenimimin Hikayesi  başlıklı  yazısında  “  yazık ki  ben  az  çok  ozan  olarak  tanınıyorum ama  benim  doğa  bilimleri  öğrenim  ve  incelemeleri  için  ne  kadar  çalıştığımı  bilen  pek  az “  diye  yakınır. Alpler’de  bizim  dağlarımızda olduğu  gibi  yaylalar vardır,  hayvancılık  yapılır. Alp  çayırlarında  yayılan  hayvanlar  düzensiz  otlatılmaz. Sahipsiz, bakımsız,  mera  yoktur  oralarda. Özel  kişilerin  olmayan  meralar  milletin  malıdır. Milletin  malı  deniz  değil,  azizdir. Yurtlarının,  dağlarının  süsü,  ziyneti  olan  o  çiçekleri  koparmak da  kimsenin  aklına  gelmez. Zaten …

“HÜKÜMETİMİZE ACİL BİR ÖNERİ”

Daha önce çeşitli kaynaklar da önermiştir ama köklü bir çözüm oldğuna inandığım için ben de öneriyorum: istanbul’da depremde can kaybına neden olabilecek bina sayısı en az 90,000. Bu da yüz binlerce canımızın can güvenliği yok demektir. Evet biliyorum en doğru yol bu binaların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılmasıdır ama bütün bu binalara bu işlemin uygulanmasına vaktimizin olduğunu sanmıyorum. Onun için DEVLET İstanbul’da deprem güçlü ve BOŞ binaların tümünü kayıt altına alıp DEVLET olarak kiralamalı ve riskli binalarda yaşayan insanlarımızın buralara taşınmalarını sağlamalıdır. İnsanlarımızın can güvenlği sağlandıktan sonra Belediye ve vatandaşlala…

Özel Söyleşi (Gastro Eko ile)

https://twitter.com/GastroEko/status/1632616214865276929?s=20

Uyarı..

Arkadaşlar Hatay’da 6,4 ve daha küçük depremler oldu. Maraş depremlerinden sonra bu boyutta depremleri Hatay ve Adana’da bekliyorduk. Nitekim ben, Celal Şengör ve yerbilimci arkadaşlarımız duyurmuştuk. Maraş’ta oldu. Adana ve Kıbrıs’ta da dikkatli olmamız gerekir. Bu uyarılarımız bölgedeki stres transferine dayanıyor. Keza Malatya çevresindeki Malatya, Ovacık ve Nazimiye-Karakoçan fayları üzerinde de benzer nedenlerle dikkatli olmalıyız. Yetkililerimizin ve halkımızın dikkatli olmasında yarar var, sevgiyle

Sevgili halkıma sesleniyorum:

Tam da bu ortamda, yakınlarımız göçük altındayken, acımızı yürekten hissederken ülkene sahip çık. Bir kaç ay sonra seçim olacak, siyasetçiler vaadlerde buluncak, kendilerini beğendirmeye çalışacaklar, senden oy isteyecekler. Elbette bir partiye gönül vermiş olabilirsiniz; ama canlarınızı her şeyin üzerinde tutan bir partiye oy ver. 17 Ağustos Kocaeli depremlerinden sonra o günleri milletçe milat olarak ilan etmiştik. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak demiştik. Hani n'oldu miladımız? Eğer bu sefer de gereğini yapmazsak sorumluluk ve vebalden kurtulamayız. Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle

Enkaz kaldırma ve bir uyarı

Bu günlerde deprem bölgesinde harıl harıl enkaz kaldırılacak. Bu enkazlar genellikle inşaat molozları, evsel atıklar ve parlayıcı, patlayıcı, toksik kimyevi maddeler olacak. Bu maddelerin geniş bir şekilde geri dönüşüme tabi tutulacağını sanmıyorum, çünkü deprem öncesi böyle bir hazırlığın olduğunu duymadım. Ama milyonlarca ton olabilecek bu enkazın alel acele kamyonlarla plansız programsız bir şekilde belirlenmiş yerlere dökülüp üzerinin örtülmesini doğru bulmuyorum. Eğer böyle yapılırsa bu döküntüler içerisinde fiziko- kimyasal reaksiyonlarla zararlı, zehirli maddeler oluşur, toprağı, yeraltı suyunu, havayı, gölü, akarsuyu ve denizi kirletir ve bu maddeler besin zinciri vasıtasıyla insana döner…

Eski ama eskimemiş tahminler

https://twitter.com/nacigorur/status/1626227879590899718?s=20

Uyarı (15.Şubat 2023)

Televizyondan duydum, sayın Cumhurbaşkanımız deprem bölgesinde kalıcı konutlara bir an önce başlanacağını duyurdu. İnsani açıdan bu yaklaşımı elbette anlıyorum ama naçizane tavsiyem bu bölgenin tümünde mikro-bölgeleme çalışması yapmadan yerleşim alanları için yer seçilmemeli ve inşaata başlanmamalı. İnşallah bu sefer sesimi yetkililere duyurabilirim. Sevgiyle. Naci Görür

Uyarı (12.Şubat 2023)

Hükümeti, yerel yönetimleri ve halkı görevimiz gereği uyarabiliriz. Tıpkı Elazığ depreminden sonra Maraş konusunda uyarı yaptığımız gibi. Maraş depremi olduktan sonra güney alanların Adana ve Antakya yörelerinin de özenli olması gerektiği hususunda yetkilileri uyardık. Bu illa orada şu zamanda şöyle deprem olacak demek değildir. Bilinçli olmak, hazır olmak, yanlış davranmamak demektir. Sevgiyle. Naci Görür

Naci Görür “Bu fayın devamı var” diyerek iki ili işaret etti!

İzlemek için lütfen tıklayınız: https://youtu.be/gnzdgZ5Dcx0

Editörden

.

Filter

Siteye yeni katılanlara!

Adil Yaşam web sitesi Matruşka Bebekleri gibidir; ama bir farkla. Matruşka bebekleri giderek küçülürken Adil Yaşam (AY olarak kısaltılıyor) açtıkça ilginçlikler ortaya çıkıyor. Bunlardan bir örnek, ana sayfadaki (Bu Animasyonu İzlemelisiniz) işaretli video bağlantısıdır. Bir bakınız, toplumda yakındığımız sorunların ne kadar çoğunun nerelerden doğduğunu, birbirlerini nasıl etkilediğini görebileceksiniz. Geri dönüşleriniz yeni bilgilerin üremesine yol açabilecektir. Teşekkürler

İyilik yapan iyilik bulur!

Ana sayfada, "Diğerkâmlık Tam da Budur" adıyla görülen video Adil Yaşam® davranışlarının nasıl yaygınlaşabileceğinin de bir ip ucunu veriyor. Annenin bir telkini çocuğu bir rotaya yönlendirebiliyor. Nitekim, zihinlere yerleşen bir kavramın, tüm enformasyon girdileri için bir "süzgeç" işlevi gördüğü yolundaki bir çalışma da benzer ipucuna işaret ediyor (tıklayınız).

Bayram Böyle Kutlanır

Bu denli içten bir kutlama..Sözün bittiği yer (tıklayınız) (Video'yu aldığımız Tanfer Dinler'e teşekkürlerimizle)

Kaçacak yer kaldı mı?

Cahit Günaydın “Deniz dibinden hüzün dolu bir kare. Müsilajdan kurtulmak için boş bir Pina kabuğuna tırmanmış bir deniz hıyarı. Gördüğüm 30 deniz hıyarının 20'si benzer şekilde bir yerlere tırmanmış. Nereye kaçacaklar?” diye yazmış Prof.Dr. M.Sarı Marmara denizine dalarak çektiği fotografın altına. https://twitter.com/mustafasari_van/status/1399783559456604163 Kendimi Marmara denizinde yaşayan bir deniz hıyarı gibi hissediyorum, Barış Manço’nun kendimi hıyar gibi hissediyorum diyen şarkısında olduğu gibi. Deniz hıyarı diliyle anlatacağım olup bileni Hollanda ve Fransa da ki doğa hakkını savunan insanlara. Çünkü onlar doğa varlıklarını ekolojik tüzel bir varlık olarak kabul edip , dava açıp…

Ayrık önlemler yetmez, bütüncül yaklaşım: Olmuş Gibi!

Henüz meydana gelmemiş, ama meydana geleceği -belirli bir olasılıkla- iddia edilen bir “olmamış deprem” düşünelim. Çeşitli yörelerde (İstanbul, İzmir vb) beklenen depremler buna birer örnek olabilir. Her iki olayda ortak olan, alın(a)mayan önlemler sorunudur. Bu soruna yakın plan bakabilmek için önlemlerin: (1) Hangi olasılıklar dahilinde ve (2) Hangi risklere karşı alınması gerektiği ortaya konulabilmesi. Bir de beklenen / beklenmeyen, ama meydana gelmiş bir “olmuş deprem”  (1999 Gölcük, 2023 K.Maraş gibi) düşününüz. Tüm olasılıklar örnek amacıyla verilmiş olsa da kişilerin önlem alma bağlamında ne kadar karışık bir durumda oldukları kolayca tasavvur…

Ağır çekim gibi yıkılan yapılar!

Önce bir düzeltme! Yazının başlığında ima edilen "Yapılar Birdenbire Yıkılmaz" genellemesini düzeltip başına -açıkça yazılması yasak olan- (eğer..ise) koşullarından birkaçını ekleyeyim: “Eğer: a. Bir yapı ilk anda bile ayakta duramayacak kadar yanlış tasarımlanmamıiş ve b. Yapımında kullanılan malzeme nitelik ve nicelik olarak kötü ve eksik kullanılmamış ve c. İlk andan itibaren yıkım işaretlerini görmesi gerekenler kör olmamış iseler, yapılar birdenbire yıkılmaz; ağır çekim gibi yıkılırlar”. Bir de açıklama: “Yapı” terimi ile yalnızca binalar değil, kurum organizasyonları, devlet yapılanmaları ve bu kümeye girebilecek her şey kast ediliyor. Bununla beraber gözde kolay…

Mesele artık fayların ötesine geçebilmeli!

Yıllardır, afet zararları ortaya çıktıktan sonraki resimleri düzeltmeye odaklandık. Çünkü ezberlerdeki açıklamanın çekirdeği (maksim) -özellikle de doğal afetlerin- “önlenemezliği”dir. Halkın bir bölümü bunu Tanrı kaynaklılık ile açıklarken, geri kalan bölümü işe Tanrıyı karıştırmadan -yine o kadar önlenemez- “bu kadar binayı yıkıp da yenisini mi yapalım; o halde ancak sonuçlarını hafifletmeye çalışılmalı” şeklindeki bilim soslu ezber ile açıklıyordu. (Büyüt https://bit.ly/3jVZoi3) Bir afet sonrası doğan zararları azaltma ile, afet olmadan önce potansiyel zararlarını azaltma arasındaki fark, ölmüş ve canlı arasındaki fark kadar derin. Ölü için yapılabilecek olan, gömüp gereken taziyelerde bulunmak ve…

Editörden (20 Şubat 2023)

https://adilyasam.net/wp-content/uploads/2023/02/dogru-yanlis.jpeg

Belirsiz varsayımlara dikkat!

Her ne yargıda bulunursanız bulununuz, mutlaka bazı varsayımlara dayanır. Suyun kaynama derecesi (eğer basınç deniz seviyesindeki kadar ise) 100 santigrad derecedir. Demokrasi (eğer korkmama özgürlüğü varsa) iyi bir rejimdir. Eğitim (eğer iyi ahlakla birleşirse) refah ve mutluluk sağlar. Ve daha yüzlerce yargı hep ön koşullara, onlar da varsayımlara dayanır. Neleri kabul ederek hangi tahminleri yaptığımız belirtilmezse o bilim değil falcılıktır. Beklenen yeni depremlere en esaslı hazırlık bu basit gerçeğin benimsenmesinden başlamalıdır. Belirsiz varsayımlara dayalı deprem tahminleri, bilime olan güveni azaltıyor ve: tıklayınız

2012’den bir hatırlatma..

1999 depremi ve sonrasında meydana gelen bir dizi depremin ardından birbirine benzer tartışmalara şahit olduk. Çok sayıda TV kanalı -biraz da rekabetin zorlamasıyla- çeşitli üniversitelerden akademisyenleri davet ederek açıklama ve tahminler yapmalarını istedi. Aşağıdaki yazı 2012'de bu açıklama ve tahminlerle ilgili olarak yazılmış olup kimi bölümleri bugüne de uyarlanabilir: Açıklamak model demektir Her bilim -ve uğraşı- dalı, kendi alanındaki olayları açıklayabilmek için modeller kurar ve zaman içinde bunları test ederek geliştirir. Her model bir dizi varsayım ile, bunlar arasındaki mantıksal bağlantılardan oluşur. Varsayımların sayıları ne denli az, mantık bağlantıları ne…
1

Önce 5 Acaba; Sonra da "Afet Zararlarını Azaltma" Rehberi

Şu “5 Acaba” tüm projeyi açıklıyor (Tıklayınız).

İstanbul depremi, orman yangınları ya da sel baskınları… Bu kitapçık, afet zararlarının kök sebeplerinden olan ‘yanlış alışkanlıkları’ değiştirip, ‘önleyici yeni alışkanlıklar’ edindirmeyi amaçlıyor.

Rehbere Göz Atın

2

Bireysel Değişim Hedefinizi Seçin

Toplumsal değişimin ilk adımı bireysel değişimdir. Değişimi başlatmak için bu rehberi kullanabilir ve kendinize bir ‘değişim hedefi’ belirleyebilirsiniz.

3

Hedefiniz İçin Harekete Geçin

Şimdi aksiyon zamanı. Hedefinizi gerçekleştirmek için aşmanız gereken engelleri ve atmanız gereken adımları belirleyin. Artık, siz de değişim planınızı uygulamaya başlayabilir ve afet zararlarının azaltılmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Yenilenebilirlik (re-generability)!

(Canlı-cansız-herşey bütünü ile ilgili alıntılar köşesi)

İzmir’de geçen hafta “Binbir Çiçekli Bahçede Yaşar Kemal Sempozyumu”nda,  Dr. Ayşegül Tözeren, Yaşar Kemal’in derin ekolojist bir yazar olarak, romanlarında doğanın sesini dile getirdiğini söyledi.

Bu toplantıya katılma nedenim Prof. Dr Mustafa Sarı’ya İş Bankası kültür yayınlarından çıkan, Müsilaj ağıt mı  umut mu? kitabını imzalatmaktı. Prof.Dr. M.Sarı‘dan iki alıntı : (1) “Uzun yıllar Van Gölü inci kefalinin korunmasıyla ilgili çalışmalar yaptı. Geliştirdiği sorun temelli sosyal katılımcılık modeli doğa korumaya yeni bir perspektif getirdi. Son yıllarda Marmara Denizi balıkçılığının sürdürülebilirliğine odaklandı. 2016 yılından beri bilimsel çalışmalar ve medya aracılığıyla müsilaj konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Halen Bandırma Onyedi Eylül Üniv. Denizcilik Fak.’nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde kurulan kurulun üyesi.” (2) “İnci Kefalleri Asla Dönmez

Sen “Van gölü kefallerini, Marmara denizi hıyarını kurtaran bir doğa kahramanısın” dedim, yüzüne. Güleç yüzünü fotoğrafladım. “Denizin Sesi / Rengi Sırrı, Derdi” başlıklı sunumunda Marmara denizini nasıl ekokırıma uğrattığımızı anlattı, “bir nefes alın şimdi” dedi. “bu nefesin oksijeninin yarısını denizler üretiyor” dedi. Son sözünü ise Yaşar Kemal’den alıntıladı, ”deniz bize küsecek”.

Realist ütopya kitabımda Tuva dostu olmak diye adlandırdığım derin ekolojist düşünce; bizi doğanın sesi olmaya davet ediyor. Denizler, göller, nehirler, ormanlar sahipsiz olduğundan ekokırıma uğruyor. Ağaçların, nehirlerin, göllerin yaşam hakkını savunmak için Mustafa Sarı‘nın kitaplarını okumak gerek. Özümüze dönmek için ağaçların, nehirlerin, göllerin, Marmara denizinin sesini duymak gerek. Zihnimizi müsilajdan temizleyemez isek nefes bile alamayız.

Soruyor Mustafa Sarı.. “Müsilaj, ağıt mı umut mu?” Deniz bize küsecek S.O.S.

Cahit Günaydın

Biz kimiz?

Bir şey yapmayı engelleyen çok sebep olabilir; ama bir tanesi bellidir: O şeyi zaten yapıyor olmak. Ama en güçlüsü yapıyor olduğuna inanmaktır ve simgesi de “zaten” sözcüğüdür.

Adil Yaşam girişimine herhangi bir şekilde katılanların ortak özellikleri sözcük dağarcıklarından “zaten”i silmiş, “arayış içinde” olmalarıdır. Bunun dışında siyasi, dini, ideolojik herhangi bir ortak yanları yoktur.

Adil Yaşam İlkeleri ve vizyonunu benimsemiş; bu yolda

somut katkı yapan ya da benzer amaçlarına katkı yapabileceğimiz

tüm kişi ve kurumlar doğal çözüm ortağımız olarak hedef kitlemiz içindedir; yurt içinde ya da dünyada!

İş birliği Profilimizi Görmek için: Tıklayın

Adil Yaşam mesajları yaymaya söz verir misiniz? Yaymak için o kadar çok seçenek var ki lütfen bir bakınız: Tıklayın

Adil Yaşam® Ekibimiz

ve Organizasyonel İlişkileri

Adil Yaşam® Gönüllüsü olur musunuz?

Adil Yaşam® davetine katılan her kurum ya da kişi  birbirlerine eklemlenerek yeni gönüllü katılımlar için de özendirici oluyor.

Kurumsal ya da bireysel olarak Adil Yaşam® Platformuna katılım talepleriniz için Niyet Mektubunu doldurup bize iletmeniz yeterlidir.

Niyet Mektubu
Adil yaşam® Platformuna konu olan, canlı ve cansızlardan oluşan bütün'ün haklarının gözetilmesi ilkesini değer sistemlerinin başına yerleştiren yaklaşımını benimsemekteyiz. Bu yaklaşımın hayata geçirilmesi için kurumumuza yapılabilecek işbirliği önerilerini olumlu değerlendirme yolundaki niyetimizi teyit ederiz.
Adil yaşam® Platformuna konu olan, canlı ve cansızlardan oluşan bütünün haklarının gözetilmesi ilkesini değer sistemlerinin başına yerleştiren yaklaşımını benimsemekteyiz. Bu yaklaşımın hayata geçirilmesi için kurum ve/ya birey olarak gerekli olabilecek girişimlerde bulunacağımız yolundaki niyetimizi teyit ederiz.

Yazılar

Bütün içeriklerimiz katkılarınıza açık. Eğer siz de katkıda bulunmak isterseniz makale sayfasını ziyaret ederek en alt bölümdeki yorum alanından fikirlerinizi bize ulaştırabilirsiniz.

Tüm Yazıları İnceleyin

Sorularınız mı var?

Adil Yaşam Platformu hakkında sıkça sorulan soruları ve cevaplarını inceleyebilirsiniz.

Tüm Soruları İnceleyin

Adil Yaşam kavramı nedir?

Canlı, cansız ve kültürel varlıklar bütünü ile birlikte var olabileceği bilincine sahip olmak, o bütünün sürdürülebilirliği yolunda tüm varlıkların haklarını gözeterek yaşamak kastediliyor. Buradaki “bütün”, “kul” kavramı ile kast edilen herşey ile benzer anlamdadır.

“Bütün haklarına saygı” ne demektir?

https://adilyasam.net/butun-haklarina-saygi-kavrami-nedir/ adresinde ayrıntılı açıklaması olan kavramın özü şudur: “Bütünün Hakları” çizgisi doğadaki tüm canlı ve cansızları içeren farklı bir boyutu anlatıyor. Herhangi bir kurumun sunduğu hizmetlerde, sunucular ve yararlanıcılar bakımından haklar bütününün daima göz önünde tutulması temel ilkedir.

Adil Yaşam İlkeleri nelerdir?

Üç temel ilkesi şunlardır: (1) Varlıklar bütününün sürdürülebilirliği, kamu yararının yeni (post pandemi) tanımıdır, (2) Bildiğimiz ve henüz varlığından haberdar olmadığımız tüm canlı, cansız ve kültürel varlıklar (yani her şey) bir bağlantılı bütün olarak, o bütüne uyum göster(e)meyenleri içinden atıp, yeni dengeler oluşturabilecek yeni varlıklar oluşturup yeni bütünlüğü sürdürüyorlar. Bu bütünlüğün herhangi bir öğesinin görmezden gelinebilecek her hakkı, o varlıkla denge halindeki diğerlerince yeni bir denge oluşturulana kadar, bütünü oluşturan diğer varlıklardan orantısız da olabilecek biçimlerde geri alınır. (3) Gözetilmesi adet olmamış bir hakkın gözetilmeye başlanması, halkın olası tepkileri nedeniyle o hakka karşı ayrı bir olumsuz tutuma yol açabilir. Buna göre, gözetilecek her hak, ilgili paydaşlar nezdinde etkili biçimde anlatılmalıdır.

Adil Yaşam’ı gerçekleştirmek kimin sorumluluğudur?

Bireysel yaşamların da toplu yaşamın da tüm sorumlulukları bireylere ve onların oluşturdukları kurumlara aittir. Sorumluluklara karşılık gelen görevlerin bazıları kurumlara devredilse de sorumluluklar devredilemez. Bir toplum, tüm karar ve eylemlerinin sonuçlarından sorumludur. Buna göre Adil Yaşam’ın gerçekleştirilmesi de bütünüyle toplumu oluşturan bireylere, onların örgütlerine (STK) ve seçtiği, direktifler verdiği, örgütlediği ve denetlediği yerel ve merkezi idare görevlilerine aittir. Birey en temel sorumludur.

"Bireysel Değişim Planı" nedir?

Sahip olmadığı bir alışkanlık kazanmak ya da aksine sahip olduğu bir alışkanlıktan kurtulmak isteyen kişilerin, bunu nasıl yapacaklarını açıkça yazdıkları bir listedir. Bu listenin en önemli özelliği -ister kağıda isterse avuç içine yazılsın- aynen pazara gitmeden önce yapılan bir alışveriş listesi netliğinde ve somutluğunda oluşudur. Bir örnek değişim planı için bkz. Ek3 https://adilyasam.net/afet-zararlarini-azaltmak-ek-3/

Tüm depremler afet midir?

Hergün farkına varmadığımız onlarca deprem oluyor, ama biz onların farkına bile varmayabiliyoruz. Farkına vardıklarımız, hatta oldukça şiddetli olanlar dahi bir afet halini almayabiliyor. Afet, tanım olarak “toplu yıkıma, can veya mal kaybına yol açan olaylara” verilen isim. Bu yüzden de her afet çeşidi için ölçüler tanımlanmış. Örneğin rüzgar şiddetleri (https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/makale/beaufort.pdf) adresindeki “Beaufort skalası”na göre, depremler ise büyüklük ve şiddetlerine göre ölçeklendiriliyor (https://bityl.co/BUES). Depremin şiddeti, depremin yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür ve büyüklüğünden farklıdır.

Adil Yaşam Hareketi’ne nasıl gönüllü olabilirim? Gönüllülük edimleri (vecibeler) nelerdir?

Çok kolay, bilgi@adilyasam.net adresine bir E-posta atmanız yeterlidir. Gönüllülerden beklenen, bu web sitesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda akıl ve/ya zamanının bir bölümünü ayırmaya söz vermeleridir. Bkz. Profesyonel gönüllülük

Ayrıca:

Bağış yapmak için tıklayınız

Önerilen “Gönüllü Yaptırımla Alışkanlık Kazanma” (GYAK) yöntemi nedir?

GYAK, arzu edip de kazanamadığımız doğruluk, iyilik ve güzellik yolunda dayanışmacı alışkanlıkları ya da zaman içinde edinip de terk edemediğimiz hatalı alışkanlıklarımızla başa çıkabilmek için basit ve etkili bir yöntemdir. Yöntemin temeli, söze dayalı anlaşma yapabileceğimiz ciddiyet ve güvenilirlikteki bir tanıdığımız ile şöyle bir anlaşma yapmaktır: “……… konusunda edinmek istediğim ……. alışkanlığımı ………. süre içinde kazanacağım. Bunu tam olarak yapamadığım takdirde, yerine getirmemin güç olacağı …….. yaptırımı kabul ediyor ve ileride cayma ihtimalimi ortadan kaldırmak için ……önlemini taahhüt ediyorum.”

Bize Ulaşın

Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı®

Fulya Mahallesi Büyükdere Caddesi
No:74/A Torun Center Kat: B-1
Garden Ofis No:171 34394
Mecidiyeköy-Şişli/İstanbul

+90 (212) 803 83 97
+90 (530) 314 0904
bnv@beyaznokta.org.tr