(Bu sütunlarda Tuva’lı Kübey’in Adil Yaşam® notları başlığı altında yayımlanan yazılarda geçen Tuva, Kübey, Hömey/Kömey gibi kavramlar için https://adilyasam.net/tuvali-kubeyin-adil-yasam-notlari-hakkinda/ adresindeki birkaç paragrafa göz atıp geri dönmeniz önerilir. Tuva’nın bu denli sık anılmasının nedeni, doğaya eşsiz saygıları nedeniyledir.)
Ben Tuva’lı Kübey,
Biz, bitkiler, ağaçlar, enerjiyi güneşten alırız. Havadaki gazları, topraktaki mineralleri suyla karıştırıp karmaşık kimyasal bileşikler yaparız. Bu kimyasal bileşikler ile gövdemizin hücrelerini inşa ederiz. Yani besinimiz, güneş enerjisinin yanı sıra havadaki, topraktaki su ve maddelerden ibarettir. Kullandığımız enerji güneşten gelir ve uzaya geri döner. Bu enerji akışı, döngüsel yaşam çevriminin sürdürülebilirliğini sağlar.
Eğer iklim değişimini 1.5 derecede tutmayı başaramazsan ey insanoğlu, başına neler gelir, görüyorsun, yaşıyorsun ama çok çabuk unutuyorsun. Eğer kaynaklarını tüketirsen ve atıkları yeniden kullanmaz isen, bu doğrusal ekonomi düzenin sonunda gezegeni bitirir. Sen de ey insanoğlu Mars’a mı gidersin, Jüpiter’e mi? Karar ver, rotanı çiz, uzay gemini yapmaya şimdiden başla.
Şimdi döngüsel ve doğrusal süreçler arasında ne fark olduğunu sorgulamaya başlamalısın.
Döngüsel süreçler neden biyolojik süreçlere özgüdür, söyle bakalım?
Ben Tuva’lı Kübey doğanın, bütün organizmalar (kimyasal basit canlılardan, ekolojik düzeye kadar) için her düzeyde neden birer yaşam döngüsüne sahip olduklarını çok iyi biliyorum.
Peki sen insanoğlu, içindeki bilim insanlarının uyarılarına rağmen neden basit doğrusal ekonomi sürecini uygulamakta bu denli ısrarcısın? Kaynak, atık ve üretimi neden dengeleyemiyorsun?
Bak şimdi, sana parmak sallıyorum, benim, Tuva’lı Kübey’in dengesini neden bozuyorsunuz, kızlarımı, oğullarımı yani ormanları yakıyor, yıkıyor, kesiyorsunuz?
Döngüsel ekonomiyi planlayacak tüm teknolojilere sahipsin, ey insanoğlu, bunu görebiliyorum, daha iyisini de yapabilirsiniz biliyorum. Bir bakteri kadar da mı aklın yok, atıkların ile gezegeni zehirliyorsun.
Artık kaynaklarını tükettin, insanoğlu. Daha ne kadar yeter ki bir çok maden. Uzayda maden aramaya başladın zaten.
Okyanustaki balığın midesinde de , yeni doğan bebeğin midesinde de mikro plastikler var, yeni bir kıta yaptın plastikten. Hala çöp dağlarının patlamasını bekliyorsun, yanardağlar gibi.
Sıcak suları nehire dökerseniz balıkların ve organizmaların yaşayamayacağı bir ortam yapar, nehirleri öldürürsünüz, Kendi biyolojik atıklarınızı (dışkı) ve sanayi atıklarınızı Marmara Denizi’ne dökerseniz, Marmara denizi müsilajla kaplanır ve deniz can çekişir.
Ben çok iyi biliyorum, yaşam düngüsü için binlerce yıl yaşadığım için.
Eşitliğin her iki yanında bulunan madde eşit olmalıdır. Çünkü maddeyi yoktan var edemeyiz.
Var olanı da yok edemeyiz.
Biz bitkiler, ağaçlar güneş enerjisini kimyasal sistemlerimize alırız. Bir süre meyvelerimizde, yapraklarımızda, gövdelerimizde depolarız. Fakat bunları sonra bırakırız, yaşam döngüsünün içine. Hayvan dostlarımız bizim depoladığımız bu enerjiyi alırlar. Bu enerjinin bir kısmını kendi yaşamını sürdürmek için kullanır ve ısı olarak dışarıya verir. Bütün sistemler de enerji ısı formunda yitirilir.
Enerjiyi kullandığınızda onu daha düşük bir forma indirgersiniz. Doğal gaz Türbinlerinde ya da bedenlerinizde nişastayı hazmederek enerjiyi açığa çıkarabilirsiniz. Güneşten yayılan ısıdan da enerjinizi alıyorsunuz zaten. Maddeyi geri dönüştürebilirsiniz, ama enerjiyi dönüştüremezsiniz.
Evrende nereye bakarsanız bakın; malzemenin atığa dönüşme miktarına bağlı olarak, yitirilen enerji ve ısı miktarında bir artış görürsünüz. Artan karbondioksit miktarında ısı değişimini 1.2 dereceye kadar getirdi, zaten. İster bir organizma olsun, ister bir spor kulübü tüm örgütlenmelerin işleyiş gereği süreç sırasında enerji indirgenir ve ısı açığa çıkar. Bu yasadan kaçamazsınız ey insanoğlu.
Eğer sorumlu üretici ve tükeci olursanız, atık sürecinizi yavaşlatabilirsiniz, sanayinizin karbon ayak izini hesaplayıp, kirletenlere hesap sorarsanız.
Döngüsel ekonomiye geçip, döngüsellik oranını %7 lerin üstüne çıkarmanız gerek.
Tuvalı kübey olarak ben yaşam döngüsünün doğadaki atıkları kendi kendine %100 geri dönüşümünü sağladığını gördüm, ama sen insanoğlu doğanın dengesini bozdun. Dünya kaynakları sonludur, Döngüsel ekonomi zorunludur, bunu nasıl anlamazsın?
Hepimiz, bitkiler, hayvanlar, bakteriler, mantarlar, güneş enerjisi ile besleniyoruz. Peki güneşin kendisi enerjisini nereden alıyor.
Hidrojen bombasında ki füzyon süreci, milyarlarca yıldır, güneşin içinde gerçekleştiğini daha sen altmış yıl önce keşfettin, insanoğlu. Güneşi bir hidrojen bombası gibi düşünebilirsin. 4.5 milyar yıldır dünyayı ısıtan , hidrojenin helyum haline gelme işlemidir.
Sen dünyada ki ısı değişimini 1.5 derece tutacak seviyede kardondioksit salınımını sınırlayabilirsen, güneş dünyamızın yaşam enerjisi döngüsünü sürdürecek.
Dünyayı cehenneme çeviren bir %1 var. “Biz %99’uz” derken, ağaçları, gölleri, denizleri, bitkileri, arıları, kelebekleri ve insanoğlu seni de bir tutuyorum, sen ise Marmara Denizi’ni müsilajla kaplamaya devam ediyorsun, ormanların kesilmesini, yanmasını seyrediyorsun. Ben Tuva’lı Kübey Adil Yaşam® notlarını burada yazmaya devam edeceğim, sosyal medyaya atacağım. Belki biri okur da bir ağaca yaş kesen, baş keser diye bir plaka asar, belki denizlerdeki plastikleri temizleyerek balıkların midesine gitmesine engel olur, bir deniz yıldızını çevirir, denize geri atar ve onun için çok şey değişir.