Adil Yaşam® (artık AY ile kısaltıyoruz) hakkında ciltler dolusu halen -çeşitli dillerde- yazılıyor; iklim krizi diye basitçe adlandırılan felaket sürdükçe daha da yazılacak, söylenecek, konuşulacak.
Olaylara ayrıntıları düzeyinde bakılıp hangi kökten doğduğu ihmal edilirse durum böyle ve de çok karışık. Aksine, “bütün bunlar niçin oluyor?” diye sora sora gitiğimizde bir kök nedene ulaşıyoruz: Giderek artan insan nüfusu gerek beslenmek gerekse barınmak için doğal yaşam alanlarını tahrip ediyor; bu da doğanın dengelerini bozuyor. Pandemiler, iklim anomalileri vb felaketler böylece doğuyor.
Peki bunun da ardında hangi ana-kök var? Bütün bu resmi doğuran neden “insan merkezcilik” (anthropocentrism*).
İnsan merkezcilik (ya da odaklılık) öylesine bir tutku ki, zararı yalnızca kendine değil, küçücük parçası olduğu canlı-cansızlar bütünü’ne de. Verdiği bu geniş çaplı zarar ise, adına tazmin yasası denilebilecek ilke uyarınca oluşuyor:
Bildiğimiz ve henüz varlığından haberdar olmadığımız tüm canlı, cansız ve kültürel varlıklar (yani her şey) bir bağlantılı bütün olarak, o bütüne uyum göster(e)meyenleri içinden atıp, yenilerini üreterek, dengeleri koruyan yeni bütünlükler oluşturuyorlar. Bu bütünlüğün herhangi bir öğesinin görmezden gelinebilecek her hakkı, o varlıkla denge halindeki diğerlerince yeni bir denge kurulana kadar, bütünü oluşturan diğer varlıklardan orantısız da olabilecek biçimlerde tazmin edilir.
(*) “İnsan merkezcilik (/ˌænθroʊpoʊˈsɛntrɪzəm/; Eski Yunanca ἄνθρωπος (ánthrōpos) ‘insan’ ve κέντρον (kéntron) ‘merkez’), insanın evrendeki merkezi veya en önemli varlık olduğu inancıdır. Bu terim insanmerkezcilik ile birbirinin yerine kullanılabilir ve bazıları bu kavramı insan üstünlüğü veya insan istisnacılığı olarak adlandırır. Antroposentrik bir bakış açısıyla, insanoğlu doğadan ayrı ve üstün olarak görülür ve diğer varlıklar (hayvanlar, bitkiler, mineraller, vb.) insanların kullanabileceği kaynaklar olarak görülür. Jonathan Foer tarafından yazılan Eating Animals adlı roman, insanmerkezciliği “İnsanların evrimin zirvesi, diğer hayvanların yaşamlarını ölçmek için uygun kıstas ve yaşayan her şeyin gerçek sahibi olduğu inancı” olarak tanımlamaktadır. Bu alıntı, romanının ardındaki daha derin anlamı örneklemektedir: İnsanların, finansal ve kişisel kazançların gölgesinde kalan hayvan endüstrisini nasıl geride bıraktığı…[uygunsuz sentez?] İnsanmerkezcilik gibi insan içgüdüleri, et endüstrisini birçok insanlık dışı ve etik dışı uygulamaya dönüştürmüştür. İnsanların kendilerini hayvanlardan üstün görmeleri, antroposentrizm örneği olarak kullanılabilir. İnsanmerkezcilik dünyayı insan değerleri ve deneyimleri açısından yorumlar ya da değerlendirir.”
Translated with www.DeepL.com/Translator (free version) Ref: Wikipedia
Adil Yaşam Okulu (AYO)
Açıklanan “bütün bilinci uyarma” platformu, tüm canlılar gibi çocuk ve gençlerin doğuştan sahip oldukları doğal öğrenme yetisine malzeme olabilecek, mizahla tadlandırılmış yazı ve görsellerdir.
AYO’nun görsel yüzü olan MARMELAT®, “bütün bilinci” yolunda kısa videolarla mesajlarını aktarır. Bu ve benzeri ileti araçlarında daima göz önünde tutulan AYO İlkesi, “hiçbir mesajın (bütün hakları)na zarar verici içerik taşımaması“dır.