Giriş
Aşağıdaki metin, tarım sorunlarına çözümler geliştirme amacıyla yapılan bir çalışma sırasında ortaya çıkmış; sorunların köklerine inildikçe de, yalnız tarım değil tüm yaşam alanlarını ilgilendiren ortak kökler bulunduğu görülmüştür .
Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı’nın misyonu olan “Toplumun Sorun Çözme Kabiliyetini Artırmak” ile örtüşen bu ipucunun, çeşitli sorunlarla boğuşan diğer örgütlenmeler açısından da değerli bir yaklaşım olabileceği değerlendirilmektedir.
Yapılan çalışmaya temel olan kısa bir görsel1, hemen tüm sorunların ortak yapı taşı denilebilecek “Güvensizlik – Bencillik – Ahlak dışılık” ve bunlar arasındaki örüntünün ne denli geniş bir alanı etkileyip “yoksulluk ve mutsuzluk döngüsü” gibi ortak insanlık trajedisini ürettiğini açık şekilde gösteriyor.
Söz konusu yaklaşım, yoksulluk ve mutsuzluk sarmalından çıkışı sağlayabilecek değerlerin en belirleyicisi olan “tüm varlıkların haklarını gözetme” üzerine oturuyor ve o değeri olumsuz etkileyen bencillik türleri yerine bütünü gözetme değerinin nasıl hayata geçirilebileceğine ilişkin kimi araçları açıklamayı amaçlıyor.
Bir uçtaki bencillik (egoism, egotism)2, “salt kendi haklarını gözetme” iken, (diğerkâmlık, özgecilik, elcilik, altruism) olarak adlandırılan öteki uç ise “diğer canlı ve cansız varlıkların hakları içinde kendi haklarını gözetme” olarak tanımlanıyor3. Bu belgeyi de kapsamak üzere daha kavrayıcı bir tanım olarak, “kendi haklarını, bütün varlıkların4 hakları (kısaca “haklar”) ile birlikte gözetme” tanımı öneriliyor.
“Bencillik – özgecilik” çizgisi insan odaklılığı; “Bütünün Hakları” çizgisi ise doğadaki bilinen ve bilinmeyen tüm canlı ve cansızları içeren farklı bir boyutu anlatıyor.
Toplumlara hizmet sunan merkezi ya da yerel yönetim kurumları bağlamında, gerek sunucular gerekse kullanıcılar (yararlanıcılar) bakımından haklar bütününün daima göz önünde tutulması gerekiyor.
Gerektiğinde ürettiği hizmetin kalitesi eleştirilen tarafın (yönetimler) bütünün yalnızca bir bölümü olduğu; hizmet alanların da (yurttaşlar) o bütünün haklarına karşı yerine getirmek zorunda oldukları sorumluluklarının bulunduğu unutulmamalıdır.
Bu amaçla, sunucu tarafın sahip olduğu kamusal yetkileri ancak ve yalnız kamusal yarar gözeterek kullanması; hizmetten yararlanan taraf (halk) açısından ise bu hizmetlerden kamu yararına olmayacak ayrıcalıklar gözeterek yararlanmak isteyenleri caydırabilmesidir.
Bencillik farklı formlarda (egoizm, egotizm) kültürler içinde kök salmış ve mücadele edilmesi güç bir gerçekliktir. Ama bir yerden de başlanması gerekiyorsa, o yer niçin bu web sitesinde tanımlanan Adil Yaşam® yaklaşımı olmasın?
Birkaç Tanım
- Bencillik (egoizm): Bütün yerine kendi yararını gözetme
- Kibire dayalı bencillik (egotizm): Bencillik, kişinin kendisiyle ilgili olumlu görüşlerini sürdürme ve geliştirme dürtüsü olarak tanımlanır ve genellikle kişinin kişisel nitelikleri hakkında şişirilmiş bir görüş, kendini beğenmişlik, kibir ve kişinin güçlendirilmiş kendi vizyonu ve kendi kendine önemiyle ayırt edilen önemi içerir.
- Bütün: Canlı ve cansız var olan her şeyin oluşturduğu, aralarındaki etkileşimler yoluyla kendini sürdürebilen bütünlük (Tr. Kul)
- Strateji: Birbirine zıt etkiler üreterek aralarında kolay bozulmaz bir denge (açmaz)oluşturan iki şey arasındaki dengeyi kırarak bir hareket serbestisi sağlayabilen zekice çözüm (bkz. Strateji)
- Açmaz: Strateji sunumunda açılandığı şekliyle, “birbirine bağlı ve biri diğerine zıt etki yapan” öğelerin oluşturduğu durum.
Kırılması Gereken Açmaz(lar)
1. Açmaz: Çaba ve getiri arasındaki vade uyuşmazlığı açmazı:
Diğerkam tutum ve davranışların uzun vadeli ve genelde soyut getirileri ile bu tür tutum ve davranışların -en azından kısa vadede- somut getirileri arasındaki açmaz.
Örnek: Herkesin sırasına razı olarak beklediği bir kuyrukta, bir şekilde kurnazlıkla öne geçen kişi bencil bir davranış göstermiş, karşılığında ise bir zaman kazanmıştır. Bu bencillikten vazgeçerse zaman kazancından da vazgeçmiş olacaktır. Bu, bencilliği caydırabilecek önlemleri (nasihat, uyarı vb) etkisiz kılabilecek bir açmazdır.
2. Açmaz: Yaygınlık-yavaşlık açmazı:
Bencil tutumların yaygınlığı ile, önleyici çarelerin yaygınlaşmadaki yavaşlığı arasında bir açmaz vardır.
3. Açmaz: Bencillik arttıkça engellemenin riski de artar:
Getirileri yüksek bencillikler için üretilebilecek çözümler ile getirilerden mahrum kalacaklar tarafından yaratılabilecek riskler arasında bir açmaz vardır.
Örneğin, bencilliğe karşı yaptırım uygulamaya kalkan belediyelerde sık sık şiddet olayları meydana geliyor.
4. Açmaz: Adaletsizlik tazmini açmazı:
Bencilliklerin bir bölümü, adaletsizliklere karşı birer tepki olarak doğabiliyor. Çaresiz yurttaşlar, ellerinde başkaca çare bulunmadığını ileri sürerek bencilce davranış sergileyebiliyor. Bu durumlarda “bencillikten uzaklaştırıcı” söylemlere karşı “sen önce bu haksızlığı gider” açmazı ileri sürülebiliyor.
5. Açmaz: Rekabetin bencilliği körüklemesi açmazı:
Rekabetin olduğu yerde bencil tutum ve davranışı rasyonalize etmek kolaydır. İnsan da her canlı gibi soyun devamı için biyolojik olarak rekabetçi olmak durumundadır. Kültürel anlamda da rekabet verimlilik artışı için gerekli iken bireysel rekabetin doğurduğu bencil tutum ve davranışlar farkındalık gerektiriyor
6. Açmaz: Dil-duygu etkileşimi açmazı:
Bencillik dilden fena halde etkileniyor. Sözgelimi; “Hıristiyan din adamları insan doğasının eğilimli olduğu yedi ölümcül günah tanımlamıştır. (Slater 1925: I, 97). Yedi ölümcül günah kibir, açgözlülük, şehvet, öfke, haset, tembellik ve oburluktur (Aquinas I-II/84:4).”
Dil ise toplumsal kültürün bir parçası olduğu için bireylerin arzusuna göre değişmiyor. Birey bir yana çekerken kültür aksi yöne çekiyor.
7. Açmaz: Çok yetki çok bencillik yaratır açmazı:
Kişilerin olası bencilliklerinden toplumu (veya bir kesimini) korumak için görevlendirilen (seçilen) kişilerin (kamu görevlileri vb), kendilerine bu amaçla verilmiş ayrıcalıkları kendi çıkarları (bencillikleri) uğruna kullanmaları.
1. Açmaz için:
1.1. Bu tür (halk arasında uyanıklık denilen) bencillikleri yapan kişilerin kategorik olarak “aptal” olduklarına ilişkin bir söylemin kalıplaşıp yayılması için sistemli tekrar önerilir. (Aptal yakıştırması için mantıklı bir açıklama için şu kullanılabilir: Bir kişi her konuda uyanıklık yapamaz. O birkaç konuda uyanıklık yaptığında, karşısında yüzlerce kişi yüzlerce konuda uyanıklık yapar ve kişi son tahlilde uyanıklık nedeniyle zararlı çıkmış olur)
1.2. Japon Bal Arılarının Dev Eşek Arılarını Alt etme Stratejisi (https://youtu.be/k2-fWhkGQl0) Bencillik yapanın karşısına toplu olarak çıkma konusunda genel bir “ya yalnız başıma kalırsam çekingenliği” vardır. Bunun aşılması için basit korkularını aşabilmiş ve örgütlenmiş olmanın yarattığı özgüveni deneyimlemiş ya da deneyimlemek isteyen kişileri bir platformda toplayıp, birbirlerini tanıma işaretleri oluşturmak.
Bu örgütlenmenin daima haklının yanında olmasını, kendilerine haksız çıkar sağlamak için kullanılmamasını temin için de etik ilkeler konulur.
1.3. Bireyler için ürettiklerine en yakın olan müşteri, içinde yaşadığı toplumdur. Onların yararına yönelik şeyler üretmek, herkesin alabileceği şeyi üretmek demektir ve o da ciro yapmak demektir.
“Müşterinin zararına bir şey üretildiğinde ise hem müşterisi az olur hem de sürdürülebilir olamaz. Bunun son tahlilde kendine zarar vermek olduğunu idrak edebilmek rasyonelliktir” teması, toplumda rasyonel düşüncenin daha egemen olduğu kesimlerde yayılmaya çalışılır.
1.4. Bencil davranışların mahalle baskısı yoluyla ayıplanır kılınması. Bir zamanlar Vergi Dairelerinin sokağa bakan duvarlarında iri harflerle Vergisi ödenmiş kazanç kutsaldır! gibi sloganlar bulunurdu.
1.5. Kendini gerçekleştirme yolundaki her yurttaşın, ortak yaşam alanlarındaki sorumluluğunu idrak bilinciyle yetiştirilmesi esastır. (Her kişinin başında bir polis bulunamaz ilkesi!)
1.6. Bireysel çıkarların rastlantısal yollarla gerçekleştirilmesi sürdürülebilir değildir. Onu sürdürülebilir kılan koşul, herkesin yararına olan Ortak Yarar’ının esas kabul edilmiş olmasıdır.
1.7. Kişilerin dışındaki dünyada yarışanlar arasında ön alma süreçleri, bireylerin iç dünyasında da söz konusudur. Kişileri güdüleyen dürtülerden Ortak Yarar’a zarar verici ‘bencillik‘ ile, Ortak Yarar yönündeki davranış türü arasında da vardır. Bireylerin yetiştirilmesinde, bu rekabetçi yarışta, doğru seçim için hakemlik yapma rolüyle yükümlü olduğu bilinci verilmelidir.
1.8. İnsanın her türlü keyfi davranışlarını yazılı kurallar ile sınırlandırmak ve o yolda bir külliyat oluşturmak bir yol olabilir. Ancak bu ödev, kişinin iç dünyasına kazandırılmak suretiyle kendisine yüklenebilirse, birçok alanda değer üretim süreçleri ivmelendirilmiş de olur.
1.9. Gelişmiş ülkelerde insanlarına, eğitim süreçlerinde bu değerleri kazandırdıkları ve ihlal edenleri caydırıcı / cezalandırıcı yapılanmaları hayata geçirdikleri için gelişmiş oldukları izah gerektirmiyor.
2. Açmaz için:
2.1. Türkiye gerek yerel gerekse genel ölçekte sıkça seçimlere konu olan bir ülke. Bu, belirli mesajların geniş kitlelere duyurulması için bir mecra oluşturuyor.
Buna göre, “Bencillik ile Mücadele Rehberi” gibi bir isim altında çok sayıda mesaj içeren bir yayın hazırlayarak, yurttaşların oylarına talip yerel / genel siyasetçilere sunularak birer vaat haline gelmesi sağlanabilir.
2.2. Yurttaşlık görevlerinin yönetimlere ihale edilmesi genel bir alışkanlık sayılabilir. Bu nedenle kendilerine yaygınlaştırılması için çaba harcanması istenilen bir mesaj iletilen kişiler en azından kendi bireysel etki ağlarına iletmekte bile isteksiz olabiliyorlar. Buna göre:
2.2.1. Bu tespitlerin (yurttaşlık görevlerinin) bir eBeyin Fırtınası çalışmasına konu edilerek bir manifestoya dönüştürülmesi.
2.2.2. “Mutluluğun, başkalarını mutlu etme arayışında olanların ödülü olduğu”nu ifade eden bir söz, bir hashtag için ilkokul (daha büyükler değil) öğrencileri arasında bir Ubuntu-yarışma (birlikte arama) düzenlenmesi için tanıdık öğretmen ve idareciler nezdinde girişim.
3. Açmaz için:
3.1. Kamu görevi yapanların bencil isteklere direnmeleri halinde karşılaşabilecekleri risklere karşı ilk akla gelebilecek olan, yasal bir koruma kalkanı oluşturulmasıdır. Bu amaçla:
3.1.1.Öncelikle mevcut mevzuat bir hukuk grubunca taranıp, koruyucu mevzuatın durumu ortaya konulur. BAA (Birleşik Akıl Ağı) içindeki hukukçular ve onların çevrelerinden böylesi bir çalışma istenmesi.
3.1.2. Muhtemelen var olan ve bu nedenle direnmek isteyenlerin zarar gördüğü mevcut koruma kalkanının eksiklikleri tespit edilerek iyileştirici tedbirler içeren bir kanun teklifine dönüştürülmesi.
3.2. İnsan ne zaman egotistic davranmaktan veya görünmekten kaçınır? Genellikle onu tanıyan ve değer veren insanların arasında egoistic davranmaktan veya görünmekten kaçınır. Bu davranış bilişsel olmaktan çok duygusal bileşenleri baskın bir seçimdir. Dışlanma, küçük düşme, değer yitimi ve yalnızlık endişesi gibi bileşenler barındırır. Buna göre:
3.2.1. Çevresinde sosyal olarak tanınma düzeyini artırma çabaları çözüme yönelik duygusal bir başlangıç olabilir (Üyelerine ve üyelerinin değerlerine değer veren bir kültüre ihtiyaç vardır. Bunun aile düzeyinde başlatılması gerekir)
3.2.2. Bu açmaz türüne ait bencil davranışlar genellikle feodal kültürün yaygın olduğu yörelerde (metropollerde dahi) ve özellikle de yerel yönetimlerde sıklıkla gözleniyor.
O yörelerde, kamu erkinin bencil amaçlar doğrultusunda kullanım taleplerini engelleyici bir iklim oluşturmak amacıyla:
Anlaşma yapılacak birkaç pilot belediyenin, yörenin nüfuzlu kişilerini de içeren (bencil taleplerin olası kaynaklarıdırlar) birer halk komitesi oluşturması. Komite, “kul hakkı”1 ilkesinin içselleştirilmesini pekiştirecek, tüm işlemlerin saydamlaştırılarak bir doğal koruma sağlayabilecek çalışmalar yapabilir.
3.3. Kamu görevlilerinin bu kadar bencil talepler karşısında kalmalarının önemli bir nedeni, “tek adam” olarak görülme “ihtiyaçları”dır. Özgüven eksiği, ezilmişlik, başarısızlık gibi etmenler “makamın verdiği güç” ile telafi edilmeye çalışılıyor.
Bencil talepler çerçevesinde doğan anlaşmazlıklar da çoğunlukla bu tek adam yetkisinin kullanımı nedeniyle doğuyor. Buna göre:
3.3.1. Yerel yöneticiler için bir “Adil Hizmet Rehberi” hazırlanması.
Rehber, tek adamlığın risklerini minimize edebilecek “yetki devri”, “tam saydamlık”, “halk kararına başvurmak (direkt demokrasi)” gibi araçları tanıtır.
Rehber bu konuda siyasi partiler ile de temasa geçip somut talepler ileri sürülmesinde de kolaylaştırıcı bir araç olabilir.
3.3.2. Yerel yönetimler, ilişkili oldukları siyasi partilerin akçeli arka bahçeleri olagelmiştir. Bunu önleyebilecek en etkili araç “halka açık belediyecilik”tir. Bu tür belediyecilik yapan yörelerin tanıtımı, başka yörelerde de benzer taleplerin doğmasına yol açacaktır.
Her iki konuda da sosyal medya ve genç nüfus aracılığı ile siyasi partiler üzerinde bir baskı oluşturulmasıyla ilk adımlar atılabilir.
4. Açmaz için:
En güç başa çıkılabilecek bencillik türü “haksızlık telafisi amacıyla” başvurulan bencil tutum ve davranışlardır. Hakkı çiğnenen bir yurttaşa “bencil olma” demek doğru bir tutum olsa da gerçekçi değildir. Buna göre:
4.1. Belediyelerin Beyaz Masa ve benzeri adlarla kurduğu sistemler temelde yurttaşların şikayetlerinin alınıp, çözülebilenlere çözüm getirilmesi amacını taşısa da, birer şikayet aktarma görevlisinden öteye gidemeyen görevliler ve şikayetleri feedback bilgi olarak değerlendirmekten yoksun kademeler5 ortaya çıkmıştır.
4.2.Hesap verebilirlik (accountability), yurttaşların çaresizliğin bir dışavurumu olarak ortaya çıkan bencil tutumlarına bir çare olabilir. Buna göre, sadece kamu kuruluşlarının yöneticilerinin değil, birlikte çalıştığı birim yöneticilerinin de hesap verebilirliğini sağlaması gerekir.
Bunun ilk adımı, yurttaşların en çok ilişkide bulunduğu belediyelerdeki görevlilerin adları ve doğrudan iletişim kurulabilecek cep telefonları ve/ya e-posta adreslerinin internet üzerindeki bir rehberde ilanıdır.
Halen en medeni sayılan yörelerdeki belediyelerde dahi gerçekten hesap verebilir kişilere erişim imkanı yoktur. Pilot seçilebilecek bir belediyede yapılacak uygulamanın yayılması beklenebilir.
4.3. Açmaz 3’ün (3.3.1) maddesinde açıklanan Adil İş Görme Rehberi
4.4. Adil iş göreceğine, hizmet ve imkanların yandaşlarına değil tüm yurttaşlara adil olarak kullanacağına gerçekten güvenilen bir siyasi parti’nin bir avantaj kazanması beklenir.
Ancak bunun için “salt söylemek” yetmez.
Belirli bir takvim ve somut adımlarla taahhüt etmek bir ölçüde güven sağlayabilir. Bu tür bir öneri günümüzün giderek kızışan siyasi ortamında yerel yönetimlere ve siyasi partilere götürülebilir.
Götürülecek önerinin, şu soruyu derinlemesine analiz edip derindeki yapı taşlarına inmiş olması gerekiyor: “Niçin adil iş görülemiyor?”
5. Açmaz için:
5.1. İşbirliği içinde rekabet (co-opetition) (tıklayınız), rekabetin yıkıcılığını kontrol altına almak amacıyla geliştirilmiş bir kavram. Bir yandan yıkıcı rekabeti törpülerken diğer yandan da oligopollerin oluşumuna ortam hazırlayabilir. Hukuk sistemimiz bu farklılıkları yönetebilecek incelikte olmadığı için dikkatle yayılması gerekiyor.
5.2. Rekabeti acımasız hale getiren unsurlardan birisi de bazı yüksek öğrenim kurumlarında mükemmeliyeti artırmak amacıyla kullanılan “curve sistemi”dir. Bu sistemin kaldırılması yolunda bir kampanya etkili olabilir.
5.3. Rekabetin en önemli dürtülerinden birisi de yükseköğretime giriş sınavları olup büyük ölçüde “eleme” amaçlıdır. YÖ kurumlarının kapasiteleriyle öğrenci sayısı arasındaki fark nedeniyle başvurulan bu sisteme alternatif olabilecek daha insancıl bir sistemin tasarımı ile ilk adım atılabilir.
5.4. İlk ve orta öğretimde kullanılagelen sınavlar, ayrıca hemen tüm alanlarda ilk üçü seçip gerisini elemeye dayalı yarışmalar, yıkıcı rekabetin temel besleyicileri olarak görünüyor. Bu konularda pilot uygulamalar yaparak herkesin bir alanda ödüllendirilmesi ilkesine dayalı sınav ve yarışmalar desteklenerek başlanabilir.
Kendini derecelendirme (inclusive-grading) (tıklayınız) uygulayabilecek bir üniversite ile anlaşma yapılarak başlanabilir.
(Pala) Her bir öğrencinin sunumunu arkadaşları tarafından değerlendirilmesini isteyeceğim. Burada verilecek puanlarda en fazla alan üç öğrenciye ben de ayrıca bir puan yükseltmesi yapacağım. Sunumların nasıl yapılacağını ve hangi kriterlere göre değerlendirileceğini de net olarak belirleyeceğim. Böylece ödül sistemini çalıştırmış olacağım. Bu denemeden sonra bunu fakülteye öneri olarak getireceğim.
6. Açmaz için:
6.1. Yedi ölümcül günahın altısında bencilliğe gönderme yapan sözcükler seçilmiş. Modernizm bu nedenle dili de değiştirmek zorunda kalmış gibi görünüyor. Dil ve seçilen sözcükler düşünsel arka planı ortaya koyuyor.
Görseller ve dokunaklı anlatılar ile ilerlenip, mimlenmiş sözcüklerden uzak durulması iyi bir stratejidir.
6.2. Sözcükler ve bencil davranışlar arasında doğrusal ve/ya döngüsel ilişki olup olmadığının araştırılması için Prof Aydın Köksal ve Dr. Bülent Aksoy’dan fikir istenmesi.
6.2.1. Sapir-Whorf hypothesis olarak bilinen Linguistic Determinism (Dilsel Gerekircilik), dil ile düşünme sistemi arasında -kısmen de olsa- bir bağlantı olduğuna işaret ediyor.
Bunun, özgeciliği özendirip bencilliği caydırıcı yönde nasıl kullanılabileceği konusunda düşünceler üretebilmek için bir eBeyin Fırtınası düzenlenmelidir..
6.2.2. James Joyce, Ulysses adlı kitabının, dilin belirleyiciliği konusunda referans olabileceğini belirterek okunması öneriliyor.
6.3. Özgecilik konusunda yazılmış kısa fakat dokunaklı hikayeler bulunması için etki alanlarımızdaki kişilerden yardım alınması,
6.4. Aynı konuda kısa metrajlı etkileyici filmler bulunması için arama yapılması,
6.4.1. https://www.youtube.com/watch?v=bvtVbzPE1UY
6.4.2. https://youtu.be/3XA0bB79oGc
7. Açmaz için:
Bencilliğin, kamu yönetimi ve siyasette çeşitli ölçülerde yetki sahipliği (mahalle muhtarlığından cumhurbaşkanlığına ve de siyasi parti liderliklerine kadar) açısından şu tür zararlara yol açabiliyor: Emanet edilenleri kendi çıkarına kullanarak, görevinin gerektirdiği ehliyeti kazanmaya çaba göstermeyerek, atadığı kişilerin liyakatlerine aldırmayarak, adaletle yönetmeyerek ve/ya istişare etmeden (danışmadan) tek başına kararlar vererek.
Bunların hepsi bencillik ile bağlantılı olup, yetki sahipliği arttıkça verilen zarar da büyümekte. Buna göre, söz konusu zararları önleme yolunda:
7.1. İnsanın, bütünün bir parçası (kul’u) olduğu; diğer kul’ların da hakları (kul hakkı) bulunduğu; bu parçalardan herhangi birisinin (örn. insan) diğerlerinden daha üstün olmadığı, her birisinin diğerlerine karşı sorumluluklarını yerine getirdiği ölçüde (şerefli) sayıldığı6, bunun eksik bilgi nedeniyle insanın diğer parçalardan daha çok şerefli sayılarak, onları sömürmeye hakkı olduğu yanılgısına yol açıldığı bilincinin uyarılması için:
7.1.1. Şu adreslerdeki videoların olabildiğince çok kişi tarafından izlenilerek, “bütün” içindeki “insanın sınırlı payı”na karşılık “sınırsız tüketim bencilliği”nin yerini kavramasına ya da en azından kavrayabilenlerin artmasına:
a. Süt Sistemi https://www.youtube.com/watch?v=EZgUXNeNzBs
b. Story of Stuff https://youtu.be/9GorqroigqM,
c. Story of bottled water https://youtu.be/Se12y9hSOM,
d. Story of Cosmetics https://youtu.be/pfq000AF1i8
e. Story of Electronics https://youtu.be/sW_7i6T_H78
f. Coastal Seas Behind the scenes – Great Barrier Reef
g. How to save our planet
h. Terra: https://www.youtube.com/watch?v=5pMScorWcyU
7.1.2. “İnsanın, bütünün bir parçası olduğu; diğer parçaların da eşit hakları bulunduğu” anlayışını savunan Türkiye içinde ve dışındaki yapılanmalarla bir dayanışma ağı oluşturma yolunda:
7.1.2.1. Bilgilenme için internet araması amacıyla erişilebilecek kişilerin kişisel ağlarından talepte bulunmak,
7.1.2.2. “Küresel ölçekte ve insan da dahil tüm varlıkların sürdürülebilir yaşamları açısından en üst düzeyde ortaklaşılması gereken kapsayıcı değer sizce ne olmalıdır?” şeklinde geniş katılımlı bir anket yaparak olası dayanışmalara yol bulmak.
7.2. Sıradanlaşarak tutum ve davranışların doğal parçası haline gelmiş bencillik türlerinin farkına vardırılması yoluyla mücadele bağlamında:
7.2.1. Kayıtdışılık bencilliği besler: Bir bölümü adaletsizlik tazmini (bkz. Açmaz 4), bir bölümü ise rıza kapsamında olarak (örn. ücreti açıktan ödenenler gibi), “bilerek çıkar sağlamak amacıyla” kayıtdışılığı besler.
Bu tutum o denli doğal ve yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir ki çeşitli kurumlarının işlemlerinde uygulanır.
Bireysel alış verişlerde “fatura isterseniz şu kadar istemezseniz bu kadar” kalıbı gündelik yaşamın parçasıdır.
Buna karşı, “işini doğru yapmayanın geç gelen otobüsten şikayete hakkı yoktur” kalıbı görseller ve hashtagler yoluyla ısrarlı biçimde kullanılabilir.
7.2.2. Sen benim sırtımı kaşı: Toplumdaki bencillik temelli eğrilikler bir denge içinde. Taksi şoförünün çıkar amaçlı çiğneyebileceği en yüksek yasa Trafik Yasası iken, belediye başkanı İmar Yasası’nı, milletvekili ise Anayasa’yı çiğneyerek her biri azami çıkarı sağlayabilecekleri düzeye kadar bencillik gösterebilir.
Bu durumda tüm bu tarafların uyum içinde olmaları birbirlerine fazla ses çıkarabilecek durumda olmamaları normal sayılması gereken bir durumdur.
7.2.3. Tutumunun anlamının farkında olmamak: Adil davranmayarak, yaptığı işin gerektirdiği niteliği kazanmaya çaba göstermeyerek, atadığı kişide o görevin gerektirdiği nitelikleri aramayarak, kendisine bir amaçla emanet edilen imkanları kendi çıkarı için kullanarak ve/ya danışmadan tek başına aldığı kararların yanlış olabileceğini hesaba katmayarak zarar üreten kişilerin tutumlarının nedenleri şunlar olabilir:
-
- ya farkında değildir,
- ya Şener Şen’in “bi sor bakalım niye yaptım!” misali gerekçeler icat ederek kendini korumaya çalışmaktadır,
- ya kendisine tanınan imkanların onları kendi çıkarı yönünde kullanmaya hak oluşturduğunu düşünmekte; bu yolda seküler ve/ya dini ahlak anlayışı içinde başparmak kuralı netliğinde (maksim) ilkelerden bihaberdir (veya öyle ilkeler yoktur),
- ya da bütün bunların farkındadır ve belirli bir amaçla bilerek ve isteyerek bu tutum içindedir.
Bu olasılıklar için de “herhangi bir yolla zarar vermemek”7 ilkesinin görseller, hashtagler, öyküler vb yollarla yaygın ve israrlı iletişimi mümkün görünüyor.
7.3. Saydamlığın, kamuda yolsuzlukları önleyiciliği ile ilgili etkileyici görsel ve hikaye türü malzemeler bulunması.
7.4. Yurttaş denetiminin (watchdog system) kamuda bencillik temelli yolsuzlukları önleyiciliği ile ilgili etkileyici görsel ve hikaye türü malzemeler bulunması
Fikirlerinizi Paylaşın.
Formu kullanarak düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir ve bu içeriği geliştirmemize yardımcı olabilirsiniz.
Kaynaklar
1 Yaklaşık 3 dak’lık bir video için lütfen tıklayınız.
2 Bkz. Tanımlar
3 Bkz. “diğerkâmlık”
4 Varlıklar terimi ile doğada var olan “her şey” kastediliyor.
5 Belediyelerin derin hiyerarşik yapılanmaları ayrı bir sorun olup, büyük ölçüde belediyenin ilişkili olduğu siyasi parti yandaşlarının istihdamı amacıyla şişen kadrolar nedeniyledir. Bu kadar çok yüksek nitelikli eleman temini mümkün olamadığı için “yurttaş şikayetlerinden şikayetçi” elemanlar istihdamı zorunlu olmaktadır.
6 “Şeref, yaratılan ile, onu icâd eden arasındaki vasıtaların azalıp kalkmasından ibarettir. Hak ile halk arasındaki vasıtaların azalıp vücûbun ahkâmı, imkânın ahkâmına galip geldiği sürece, o şey eşref (en şerefli) olur. Hak ile halk arasındaki vasıtalar çoğaldıkça, o şey düşük olur”, bkz. Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Prof. Ethem Cebicioğlu, Sah. 106. https://bit.ly/3rtG4r2
7 Herhangi bir yolla ifadesi şunları kapsamaktadır: Adil davranmayarak, yaptığı işin gerektirdiği niteliği kazanmaya çaba göstermeyerek, atadığı kişide o görevin gerektirdiği nitelikleri aramayarak, kendisine bir amaçla emanet edilen imkanları kendi çıkarı için kullanarak ve/ya danışmadan tek başına aldığı kararların yanlış olabileceğini hesaba katmayarak.