İzmir’de geçen hafta “Binbir Çiçekli Bahçede Yaşar Kemal Sempozyumu“nda, Dr. Ayşegül Tözeren, Yaşar Kemal’in derin ekolojist bir yazar olarak, romanlarında doğanın sesini dile getirdiğini söyledi. Kendisine realist ütopya kitabımı verdim, aynı konularda düşünüp yazdığımızı söyledim ve birlikte çektirdiğimiz fotoğrafı sosyal medyada yayınlayınca, süperr diye bir geri bildirim aldım.
Bu toplantıya katılma nedenim Prof. Dr Mustafa Sarı’ya İş Bankası kültür yayınlarından çıkan, Müsilaj ağıt mı umut mu? kitabını imzalatmaktı. Realist Ütopya kitabımı kendisine verip, onun kitabını imzalatarak bir doğa kahramanından iz bıraktım, kitaplığıma.
Prof.Dr. M.Sarı‘dan iki alıntı :
(1) “Uzun yıllar Van Gölü inci kefalinin korunmasıyla ilgili çalışmalar yaptı. Geliştirdiği sorun temelli sosyal katılımcılık modeli doğa korumaya yeni bir perspektif getirdi.
Son yıllarda Marmara Denizi balıkçılığının sürdürülebilirliğine odaklandı. 2016 yılındanberi bilimsel çalışmalar ve medya aracılığıyla müsilaj konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Halen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nde akademik çalışmalarını sürdürüyor. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde kurulan Bilim ve Teknik Kurulu’nun üyesi.“
(2) “İnci Kefalleri Asla Dönmez“
Sen “Van gölü kefallerini, Marmara denizi hıyarını kurtaran bir doğa kahramanısın” dedim, yüzüne. Güleç yüzünü fotoğrafladım. “Denizin Sesi / Rengi Sırrı, Derdi” başlıklı sunumunda Marmara denizini nasıl ekokırıma uğrattığımızı anlattı, “bir nefes alın şimdi” dedi. “bu nefesin oksijeninin yarısını denizler üretiyor” dedi.
Son sözünü ise Yaşar Kemal’den alıntıladı, ”deniz bize küsecek”.
Realist ütopya kitabımda Tuva dostu olmak diye adlandırdığım derin ekolojist düşünce; bizi doğanın sesi olmaya davet ediyor.
Denizler, göller, nehirler, ormanlar sahipsiz olduğundan ekokırıma uğruyor.
Ağaçların, nehirlerin, göllerin yaşam hakkını savunmak için Mustafa Sarı‘nın kitaplarını okumak gerek. Özümüze dönmek için ağaçların, nehirlerin, göllerin, Marmara denizinin sesini duymak gerek.
Zihnimizi müsilajdan temizleyemez isek nefes bile alamayız.
Soruyor Mustafa Sarı.. “Müsilaj, ağıt mı umut mu?”
Deniz bize küsecek S.O.S.
Cahit Günaydın #diep2053