Rev 0.1, 9 Eyül 2022, https://bit.ly/3qfYT1S
“Adil Yaşam” projesinin özü:
“Canlı, cansız ve kültür varlıklarının bir etkileşimli bütün olarak sürdürülebilirliğine zarar vermeyen tutum ve davranışlar içinde olmak” denilebilir.
Sayısız canlı ve cansız türü içinde, “bütün”e zarar verme olasılığı en yüksek varlık, Beyin Kütle İndeksi[1] en yüksek canlı olan insanın zekası, varlığını sürdürebilmek için sahip olduğu yararlı bencilliğin salt kendine dönük “yıkıcı” bencilliğe dönüşmesine; kendi türü kadar diğer canlı ve cansız varlıkların da yaşam sürdürme haklarını çiğnemesine yol açıyor.
Bu “hak yeme” olgunun ortaya çıktığı yaşam alanlarından kimi örnekler şu zihin haritasındadır (tıklayın).
İşte mesele de tam bu noktada başlıyor!
“Söylemekle yapmak arasında deniz vardır” eski bir Latin atasözü; açıklamaya gerek olmayacak kadar açık.
Zihin haritasındaki dallardan birisi, mesela 15.1 nolu dal (ailenin alt dalı “anne”) olup, Adil Yaşam açısından annenin çok sayıdaki görevinden birisinin “Kar küreyici anne olgusuna dikkat ederek çocuklarına uygun sorumluluklar vermesi” şeklinde tanımlanmış.
Doğruluğundan kuşku duyulmayacak kadar net olan bu görev, çoğu anne (ve baba) tarafından dikkate alınmaz; hatta bir yandan ağızlarından “ayakları üzerinde durabilen çocuk yetiştirmenin erdemi” çıkarken, elleriyle tam aksi yönde eylemler yapılır (tıklayın).
Peki, bu alışkanlık nasıl değişecek?
Ya da “ayakları üzerinde durabilen çocuk yetiştirme amacı” nasıl yapılıp da, yaşam kavgası sırasında çocuğuna zaman ayıramayan anne ve babaların öncelikleri arasına sokulacak? İşte güç olan sorun budur.
Belirtmeye lüzum yok ama...
“Ayakları üzerinde durabilen çocuk yetiştirme”nin Adil Yaşam göstergelerinden sadece birisi olduğunu, buna benzer onlarca gösterge bulunduğunu, (tıklayın) adresindeki zihin haritasında bunların ancak bir bölümünün gösterildiği kolay tahmin edilebilir.
Yine de işaret edilmesi yararlı ikinci bir nokta, birbirinin yaşam sürdürebilme hakkına saygı gösterme erdeminin “öz’de” (core) denilebilecek nitelikte[2] olması; özde dışındaki tutum ve davranışlar (örn. sözde, özlemsel, -miş gibi, rastgele vb) şeklinde eksikli olmamasıdır.
Hangi sırayla neler yapılırsa amaç yerine gelir?
Adım 0: Bu adıma sıfır numarasının verilmesi, termodinamiğin daha sonra akla gelmiş ama en önemli olduğu için de diğerlerinin sıra numaralarını değiştirmeden en başa yazma zorunluğundan doğmuş sıfırıncı yasasına benzetmek içindir.
Sıfırıncı adım, söz konusu davranışın bir kesime kazandırılması amacıyla çalışacak olan Çalışma Grubunun (kısaca ÇGr) oluşturulmasıdır.
Şu bir gerçektir ki, davranış kazandırma nihai çıktı ise, bunun en az %80i yaratıcı düşünce üretiminden ibarettir; bu da ÇGr’nun bileşimi ve kendi içindeki dil ve kavram birliğiyle ilgilidir. Eylemi kutsayıp düşünceyi küçümseyen çoğunluğun “şimdi ve burada” türü yönlendirmesinden korunabilmek güç de olsa denenmelidir. (A.Einstein’e izafe edilen “dünyayı kurmak için 1 saatin 55dk’nın sorunu anlamak için kullanımı” örneği)
Adım 1: Adil yaşam göstergelerinden (tıklayın), üzerinde çalışılarak ilgili davranışın kazandırılması istenilen birisi seçilir. Bu seçimde dikkat edilecek başlıca nokta, başarma olasılığının yüksek olmasıdır. Eğer seçilmesi düşünülen bir davranış yaygın ve kalıcı hale gelmişse, ancak bu konuda yeterli deneyim birikimine erişildikten sonra ele alınmalıdır.
Kazandırılacak davranış üzerinde çalışacak çalışma grubunun seçilecek davranış üzerinde tartışıp hem ortak kararlılığı pekiştirmesi ve hem de bir ortak dil oluşturmaya çalışması yararlı olur.
Adım 2: Söz konusu davranışın farklı ekonomik ve kültürel düzeydeki kişiler içeren geniş kitlelere kazandırılması amaçlanıyor ise de, başlangıçta, başarı ihtimali daha yüksek kesimler hedeflenmelidir. Buna göre bu adımda belirli bir kesim net olarak tanımlanmalıdır.
Adım 3: Çalışmalar, sahip olunmayan bir davranışın özde denilebilecek bir nitelikte kazandırılabilmesi için, öncelikle zihinlerdeki “İpuçları Belleği”[3] adı verilebilecek sanal bir bölümüne bir veya birkaç ipucu yerleştirilmesi gerektiğini gösteriyor[4].
Bir ipucu, kazandırılmak istenilen davranış hakkında merak ve dönerek de akılda tutma arzusu üretecek çok kısa bir söz, resim, ses veya bunların bir bileşimi olabilir. Örneğin şu karikatür, bencilliğin önemli kaynaklarından birisinin, “çocuğun içinde bulunduğu özgürlük ortamının eksikliği” olduğunu kuvvetle vurguluyor.
Buna göre bu adımda yapılması gereken, kazandırılmak istenilen davranışla ilgili doğru, sıradan (ezberlenmiş, genel geçer) ifadeler içermeyen ve etkili ipuçları üretilmesidir. İlgili ÇGr bunu kendi karar vereceği bir yolla (eBeyin Fırtınası vd) yapabilir. Şu adreste bazı ipuçları bulunuyor; siz de ekleyebilirsiniz.
Adım 4: Bu adımda bir test yapılarak, Adım 3’te üretilmiş ipuçlarının, kazandırılması amaçlanan davranış için ne ölçüde bir arzu ürettiğini kontrol etmek gerekiyor.
Çünkü üretilen ipuçlarının bir zihinsel şok yoluyla, kişide “ben bunu mutlaka kazanmalıyım” duygusu yaratmasına yol açacak etkililikte olmayıp birer nasihat tadında, kolayca göz ardı edilmesi ihtimali yüksektir. ÇGr’nın bu tür nasihatları -ki bunlar doğru önermeler de olabilirler- yeterli görüp, daha sıradışı ipuçlarının gereksiz ya da gayri mümkün olduğuna eğilimli olmaları beklenir.
Bu nedenle, üretilmiş ipuçlarından süzülüp etkili olabileceği düşünülenlerin etkileri, seçilmiş hedef kitleyi temsil edebilecek birkaç denek üzerinde test edilmelidir. Buna göre:
- Eğer test başarılı sonuç verir ve kişide gerçekten bir merak uyandığı -ki bu, kişinin bu yoldaki merakını yeni sorular sorması, hayretini ifade edebilecek örnekler araması vb yollarla belli edilir- gözlemlenirse Adım 5’e geçilebilir.
- Eğer test başarılı sonuç vermez ise Adım 3’e geri dönülmeli ve bu defa bir yandan mevcut ÇGr üyeleri yeni yollar[5] deneyerek yeni ve daha sıradışılıkta ipuçları üretmelidirler.
Yollardan birisi dipnot’ta açıklanan Ek Koşullarla Sıkıştırma, bir diğeri ÇGr’na yeni kişilerin -geçici de olabilir- dahil edilmesidir.
En kolay yollardan birisi ise, Google’da arama yapıp farklı kültürlerdeki (özellikle de Kuzey ülkeleri) söz konusu davranış konusunda yapılmış / yapılmakta olanları araştırmak; söz konusu davranış konusunda -muhtemelen örgütlenmeler vardır- üretilmiş dikkat çekici bilgilerden yararlanmaktır.
Adım 5: Bu adımda kullanılacak araç, düşünceleri Hayata Geçirme Araçları (HGA) adı verilen ve https://bit.ly/3yUdaoK adresindeki zihin haritasında tanıtılan yöntemlerdir. Bunlardan hangilerinin ve de nasıl kullanılacakları tabii ki ÇGr’nun inisiyatifine bağlıdır.
Bununla birlikte, uygulaması nispeten kolay olan “15-Kişileri mesajlarla karşılaştırma” dalına bağlı araçlarla başlanabilir. Etkileri yüksek olmayabilse de ÇGr’nun birlikte eylem kapasitesini artırması ve hedef kitlenin etkilenme profilini ortaya çıkarması açılarından iyi bir başlangıç sayılır.
Son adım 6: Bu adımlar yoluyla davranış oluşturma / değiştirme sürecinin aslında bir Eylem Araştırması (action research) olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, defalarca başarısız sonuçlar alınıp en başa ya da bir ara adıma geri dönülebilir. Her geri dönüşte sorulması ihmal edilmemesi gereken soru, “son tahlilde amacımız nedir?” sorusu olup, cevabı ise en başta belirtilen “Canlı, cansız ve kültür varlıklarının bir etkileşimli bütün olarak sürdürülebilirliğine zarar vermeyen tutum ve davranışlar içinde olmak”tır.
İşbirliği yaptığımız paydaşlarımızdan beklentilerimiz
(1) Davranış kazandırma nihai çıktısının en az %80’inin yaratıcı düşünce üretiminden ibaret olduğuna değinilmişti. Yunus Emre’nin “Söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı yağ ile bal ede bir söz” derecesinde etkili olan, aslında söz değil ardındaki yaratıcı düşüncedir. Buna göre paydaşlarımızdan birincil beklenti, eylem aşamasını kolaylaştırıp icra kabiliyeti sınırlarımız içine getirebilecek güçte yaratıcı fikirler üretmeleridir. Bunların bir bölümü, “Tohumlar için İpuçları” adı altında bir eBF şeklinde devam etmektedir (tıklayın); bu eBF’na katılarak yeni fikirler üretilebilir.
(2) Davranış kazandırmada altın kurallardan birisi de[6] “İyi örgütlenmiş arkadaş ağlarının en az ¼’ünü ikna etmek”tir. Bu eşik aşıldığında geri kalan ¾ neredeyse otomatik olarak -ağ içinde var olduğu düşünülen sıkı etkileşim yoluyla- ikna olacaklardır. Buna göre, paydaşlarımızdan bir beklenti, belirtilen “İyi örgütlenmiş arkadaş ağları” konusunda sahip olabilecekleri bağlantıları, yayılmak istenen davranış doğrultusunda harekete geçirmektir.
(3) İşbirliği yapılan paydaş grubu içindeki bireylerin her birinin, söz konusu davranış konusundaki durumunun birbirinden farklı olması normal beklentidir. Bu, bazı grup üyelerinin o davranıştan uzakça olabilmesi demektir. Buna göre, paydaş grubunun diğer üyelerinin, o kişileri ikna edip, davranışa özde sahip olmasına yardımcı olmaları beklenmektedir.
(4) İkna amacıyla kullanılan üç tür araç bulunmakta olup bunlar:
(4.1) Düşünceleri Hayata Geçirme Araçları (HGA). İşbirliği paydaşları bu HGA’nın zenginleştirilmesine katkıda bulunabilir.
(4.2) İşbirliği paydaşlarının deneyim birikimleri, söz konusu davranışın kazandırılması konusunda kullanılabilir.
(4.3) Adil Yaşam web sitesinin (İletişim Araçları) bölümündeki çeşitli malzemelerin kullanılması (ki giderek artmaktadır) Paydaşlardan, bu üç yolu da kullanarak katkıda bulunmaları beklenir.
(5) Paydaşların yapıcı eleştirileri ise her şeyden daha değerlidir.
Paydaşlara sunabileceklerimiz
Çeşitli projelerin tanımlanması ve/ya yürütülmesi süreçleri boyunca kazanmış olabileceğimiz birikimlerimizi paylaşırız.
[1] Bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Beyin_kitle_indeksi
[2] Kubbealtı Sözlüğüne (üyeler https://www.kavrammutfagi.com/kitaplik adresinden erişebilir) göre: Tutum (Bir mesele karşısında takınılan tavır, tutulan yol, davranış, muamele) ve Davranış (Duruma göre şöyle veya böyle tavır takınmak, şöyle veya böyle hareket etmek) şeklinde anlaşılmak ve metin içinde ikisi için de sadece davranış terimi kullanılmak üzere: Bir davranış tam olarak amacına uygun olmalı, kısa bir süre var olup sonra yok olmamalı ya da yaratması beklenen etkilerinden kayba uğramamalıdır.
[3] Beynin çeşitli fiziki bölümleri (bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nsan_beyni) içinde, evvelce karşılaşılan sorunlara ait ipuçlarının depolandığı özel bir bölüm kastedilmiyor. Bu tür ipuçları beynin -hatta diğer organların- çeşitli bölümlerine dağılmış da olabilir. Salt benzetme amacıyla bu, bir veri tabanının “dizin” bölümüne benzetilebilir. Dizin ve ilişkili bilgiler aynı fiziki alanda tutulmaktadır.
[4] İpuçları ile ilgili olarak https://adilyasam.net/yapilabilir-olan-ve-olmayan/ adresindeki yazının okunması yararlı olabilir.
[5] Bu yollardan birisi Ek Koşullarla Sıkıştırma adı verilmiş bir yöntemdir. https://ggle.io/3zfJ
[6] Damon Centola, How Behavior Spreads