Doğa ozanı Goethe çiçeklerin yaprak sürgünlerinin biçim değiştirmesinden olduğunu açıklayan bir botanik bilim insanı idi. Botanik Öğrenimimin Hikayesi başlıklı yazısında “ yazık ki ben az çok ozan olarak tanınıyorum ama benim doğa bilimleri öğrenim ve incelemeleri için ne kadar çalıştığımı bilen pek az “ diye yakınır. Alpler’de bizim dağlarımızda olduğu gibi yaylalar vardır, hayvancılık yapılır. Alp çayırlarında yayılan hayvanlar düzensiz otlatılmaz. Sahipsiz, bakımsız, mera yoktur oralarda. Özel kişilerin olmayan meralar milletin malıdır. Milletin malı deniz değil, azizdir. Yurtlarının, dağlarının süsü, ziyneti olan o çiçekleri koparmak da kimsenin aklına gelmez. Zaten …
Daha önce çeşitli kaynaklar da önermiştir ama köklü bir çözüm oldğuna inandığım için ben de öneriyorum: istanbul’da depremde can kaybına neden olabilecek bina sayısı en az 90,000. Bu da yüz binlerce canımızın can güvenliği yok demektir. Evet biliyorum en doğru yol bu binaların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılmasıdır ama bütün bu binalara bu işlemin uygulanmasına vaktimizin olduğunu sanmıyorum. Onun için DEVLET İstanbul’da deprem güçlü ve BOŞ binaların tümünü kayıt altına alıp DEVLET olarak kiralamalı ve riskli binalarda yaşayan insanlarımızın buralara taşınmalarını sağlamalıdır. İnsanlarımızın can güvenlği sağlandıktan sonra Belediye ve vatandaşlala…
Arkadaşlar Hatay’da 6,4 ve daha küçük depremler oldu. Maraş depremlerinden sonra bu boyutta depremleri Hatay ve Adana’da bekliyorduk. Nitekim ben, Celal Şengör ve yerbilimci arkadaşlarımız duyurmuştuk. Maraş’ta oldu. Adana ve Kıbrıs’ta da dikkatli olmamız gerekir. Bu uyarılarımız bölgedeki stres transferine dayanıyor. Keza Malatya çevresindeki Malatya, Ovacık ve Nazimiye-Karakoçan fayları üzerinde de benzer nedenlerle dikkatli olmalıyız. Yetkililerimizin ve halkımızın dikkatli olmasında yarar var, sevgiyle
Tam da bu ortamda, yakınlarımız göçük altındayken, acımızı yürekten hissederken ülkene sahip çık. Bir kaç ay sonra seçim olacak, siyasetçiler vaadlerde buluncak, kendilerini beğendirmeye çalışacaklar, senden oy isteyecekler. Elbette bir partiye gönül vermiş olabilirsiniz; ama canlarınızı her şeyin üzerinde tutan bir partiye oy ver. 17 Ağustos Kocaeli depremlerinden sonra o günleri milletçe milat olarak ilan etmiştik. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak demiştik. Hani n’oldu miladımız? Eğer bu sefer de gereğini yapmazsak sorumluluk ve vebalden kurtulamayız. Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle
Bu günlerde deprem bölgesinde harıl harıl enkaz kaldırılacak. Bu enkazlar genellikle inşaat molozları, evsel atıklar ve parlayıcı, patlayıcı, toksik kimyevi maddeler olacak. Bu maddelerin geniş bir şekilde geri dönüşüme tabi tutulacağını sanmıyorum, çünkü deprem öncesi böyle bir hazırlığın olduğunu duymadım. Ama milyonlarca ton olabilecek bu enkazın alel acele kamyonlarla plansız programsız bir şekilde belirlenmiş yerlere dökülüp üzerinin örtülmesini doğru bulmuyorum. Eğer böyle yapılırsa bu döküntüler içerisinde fiziko- kimyasal reaksiyonlarla zararlı, zehirli maddeler oluşur, toprağı, yeraltı suyunu, havayı, gölü, akarsuyu ve denizi kirletir ve bu maddeler besin zinciri vasıtasıyla insana döner…
Televizyondan duydum, sayın Cumhurbaşkanımız deprem bölgesinde kalıcı konutlara bir an önce başlanacağını duyurdu. İnsani açıdan bu yaklaşımı elbette anlıyorum ama naçizane tavsiyem bu bölgenin tümünde mikro-bölgeleme çalışması yapmadan yerleşim alanları için yer seçilmemeli ve inşaata başlanmamalı. İnşallah bu sefer sesimi yetkililere duyurabilirim. Sevgiyle. Naci Görür
Hükümeti, yerel yönetimleri ve halkı görevimiz gereği uyarabiliriz. Tıpkı Elazığ depreminden sonra Maraş konusunda uyarı yaptığımız gibi. Maraş depremi olduktan sonra güney alanların Adana ve Antakya yörelerinin de özenli olması gerektiği hususunda yetkilileri uyardık. Bu illa orada şu zamanda şöyle deprem olacak demek değildir. Bilinçli olmak, hazır olmak, yanlış davranmamak demektir. Sevgiyle. Naci Görür