Adil Yaşam’ı biz nasıl yaşadık? Tarım ÇGr’unda Türkiye’deki tarım sorunlarına bakalım derken kooperatifleşememe konusu geldi önümüze. Kooperatifleşememenin bir anda -bir bulut gibi- altında başka başka konuları da gölgelediği resmi çıktı ortaya. Resimde insanların kendilerini eşref-i mahlukat sanmaları nedeniyle, aslında tam da kendilerine ne büyük kötülükler yaptıkları göründü. Yalnızca kendilerine değil, çocuklarına, torunlarına, torunlarının torunlarına uzanan bir kötülük. İnsanın, başka insanların, bitkilerin, hayvanların, dağın, taşın, ırmakların, BÜTÜNÜN hakkını gaspettikçe kendi kendisinin kuyusunu kazdığını görür gibi olduk. Sonra, bu resmi yakınımızdaki insanlara gösterebilirsek “iyi” bir iş yapmış olacağımızı düşündük. Yayılmaya, resmi yaygınlaştırmaya çalıştık….
UNDP, COP27, Sürdürülebilirlik, Paylaşım Ekonomisi Zirvelerinden Meraklısına Notlar.. UNDP İNSANİ GELİŞME RAPORU sunumuna katıldım, geçenlerde. Açılış konuşması yapan Tunç Soyer’e realist ütopya kitabımı verdim. “Belirsiz Zamanlar, Huzursuz Yaşamlar; Dönüşen Dünyada Geleceğimizi Şekillendirmek “ adını taşıyan toplantıda; STK lar SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK TASARIMI için nasıl bir araya gelebilir diye bir soru sordum, panelistlere. Link de toplantıyı izleyebilir ve rapora ulaşabilirsiniz. Link-1 UNDP İzmir de Teknoloji Buluşmaları toplantısında konuşan dr. Cem Kınay Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçlarından bahsederek, geleceği şekillendirmek zorundayız yoksa bir geleceğimiz olmayacak dedi. Link-2 C. Kınay https://www.instagram.com/p/CkIvkXuLpDT/ İzmir de…
Deprem kimin uzmanlık alanıdır? Beklenen İstanbul depremi nedeniyle, uzakta ya da yakında meydana gelen her depremde TVler deprem konusunda uzmanlara erişip yorum istiyorlar ki bu çok anlaşılabilir bir şey. Bu yorumlar gelecek bir depreme kadar önce yoğunluk kazanıyor, sonra da giderek -”güncel depremler” etkisiyle- sönümleniyor. Bu süreç içinde değişmez tartışmalardan birisi de “deprem konusunda kim fikir beyan etmeli, kimler susup dinlemelidir?” başlıklı olandır. Örneğin -olmaz ya- bir oto tamiri ustasını TVye çıkarıp fikrini sorsalar ve o da şöyle dese: “deprem zararlarından korunmak için otomobille ilgili olanlar açısından şunu söylemek isterim:…
(Çaycuma Belediyesi, Başkan Danışmanı Ahmet Öztürk’ün makalesidir) www.AdilYasam.net sitesindeki şu ifade bence de çok doğru: “İnsan, hayvan, bitki, taş, toprak, su, hava, yani evrendeki tüm varlıklar, bir ‘bütün’ olarak daima hareket halinde ve aralarındaki dengeyi böyle koruyorlar. Hareketsizlik ise, parçası olduğumuz bu ‘bütün’ün bir bakıma inkârı anlamına geliyor. Yani ‘bütün’ün doğasına uymayıp salt kendini düşünmek. Buna ‘Yıkıcı Bencillik’ deniliyor. Ve bütün’ün diğer parçaları, kendine uymayanları tasfiye ediyor; tek tek ya da kitlesel olarak. Hareketsizliğin yol açtığı sorunlara lütfen bir de böyle bakın!” Kişinin kendi tercihine bağlı olarak sürülen ve önermede…
“Ben allı turna anasıyım. Tuz gölüne geldik, yavrularımızı besleyip kanatlandırmak için. Allı turna yavrularımız ne su bulabildi ne de gıda. Tuza döndü, tuz gölü cehenneminde binlercesi. Benim gibi yüzlerce ana yüreği dayanamadı, yavrularını tuz gölü cehenneminde bırakmaya. Kavrulduk susuz, tuzsuz gölde.” Eğer allı turna türküsü dinlerseniz, beyninizde ki yüzlerce milyar nörondan ikisi arasında bir kıvılcım çakar ve sorar “allı turna yavruları için tuz gölü nasıl cehenneme döndü?” diye. Türküler yüzlerce yılın “kolektif bilinçdışı” yaşam enerjisinin kaynağıdır. Korkut Ata’nın boyları, soyları gibi. Eğer dünyanın neresinde olursa olsun , allı turnaları seven insanlar…
Rize İkizdere yaylasındaki kestane balı hiçbir yerde yok. Bal mı yemek istiyorsunuz, taş mı? İkizdere’nin balı tüm dünyayı doyurur, Eğer siz de Kübey Hatun gibi dik durabilirseniz. Bugün iklim değişikliğini durduracaksak eğer, Bu doğanın talanı karşısında dik duran insanlar sayesinde olacak. Elinde değneği İkizdere’de iş makinalarının karşısında duranlar gibi. Bu insanların mücadelesi kelebek etkisi yaratıp yeryüzüne nefes olan ağaçları koruyabilir. Zira nefes alamıyor artık gezegenimiz… Her ağaç, her dere, her çiçek, bal veren arıları besler. Arılar ölürse doğa yeşermez. İkizdere kurursa, yarın Amazon kurur, sonra Nil. Sahi, Aral gölünü kim…