Orkun Olgar bir doğa araştırmacısı. Ayrıntılı bilgi https://www.facebook.com/reel/1666261770809543 adresinde. Matriks filmindeki bir sahne hakkındaki düşüncesi gerçekte de “ne olduğumuz” hakkında düşünme ihtiyacı doğuruyor. Ne dersiniz, biz neyiz? Cevabı için tıklayınız! (Matriks’teki “Ajan Smith”in Morfeus’u sorgulama sahnesi içinse https://youtu.be/JrBdYmStZJ4?si=D8myLKOeZMmBTL1J adresine tıklayınız. Yetersiz bir Türkçe alt yazı seçeneği olduğunu bilmelisiniz) Adil Yaşam Grubu
Hangi hayvanlar bilinçli deneyim kapasitesine sahiptir? Birçok belirsizlik devam etmekle birlikte, bazı geniş mutabakat noktaları ortaya çıkmıştır.İlk olarak, diğer memelilere ve kuşlara bilinçli deneyim atfedilmesine yönelik güçlü bilimsel destek bulunmaktadır.İkincisi, deneysel kanıtlar en azından tüm omurgalılarda (sürüngenler, amfibiler ve balıklar dahil) ve birçok omurgasızda (en azından kafadanbacaklı yumuşakçalar, kabuklular ve böcekler dahil) bilinçli deneyimin gerçekçi bir olasılık olduğunu göstermektedir.Üçüncü olarak, bir hayvanda gerçekçi bir bilinçli deneyim olasılığı olduğunda, o hayvanı etkileyen kararlarda bu olasılığı göz ardı etmek sorumsuzluktur. Refah risklerini göz önünde bulundurmalı ve bu risklere vereceğimiz yanıtlarda kanıtları kullanmalıyız….
Antik Mısırdan günümüze, kediler köpekler ve diğerleri… İstanbul’da, Adalarda atlar vardı. Faytonları çekerlerdi. İnsanlar atları doğanın içinden çıkarıp aldılar. Onları döve döve ehlileştirdiler. İnsanlar atların sırtına bindiler uzakları yakın ettiler. İnsanlar atlara yük taşıttılar. Onlara bir avuç arpa, bolca saman ve bir kova da su verdiler, onları kandırdılar. Onları yarıştırdılar, savaşlara sürdüler. Onlara türküler düzdüler, sever gibi yaptılar, onları hor gördüler. Gel zaman git zaman insanlar motorlu motorsuz arabalar yaptılar, atlara gereksinimleri bitti. Kimileri daha da kötü çıktı. Onlara kötü davrandı. Sonuçta atların yaşama haklarını da ellerinden aldılar. Fayton çekemediler,…
Barınacak evleri kalmayan, yiyecek içecek bulamayan yaban domuzları sitelerin bahçelerinde dolaşmaya, konaklamaya, çöplerden beslenmeye, havuzlardan su içmeye çalışıyorlar. Önerilen çözümler: aCp
“Doğa Dostları’ndan” adlı sütunlarımızda canlı ve cansızlardan oluşan “bütün” ile barışık kişilere ve hikayelerine yer veriyoruz. Bunlardan birisi de Cemal Gülas. Ekşi Sözlükten şu alıntı onu tanıtmaya yeterlidir sanırız: “Doğayı öğretmek için aldığı ayı yavrusu (Datvi) o bunu yapmasaydı bir barınakta kafeslerde yaşayacaktı, tabi buna ne kadar yaşamak denirse. cemal gülas hergün ayı yavrusunu alıp ormada dağlarda onunla gezip ayının doğal ortamını tanımasını sağlamaya çalışıyor. ama asla ayının annesinin ona öğreteceklerini öğretemeyeceğini bilmenin acısını da içinde taşıyarak yapıyor bunu. bir ayının insanın bildiklerini bilemeyeceği gibi bir insanın da bir ayının…
“Kalahari’nin Kayıp Dünyası’nda Laurens van der Post, Kalahari Çölü’ndeki Bushmenler arasında yaşadığını ve yıldızları duyamamasına ne kadar şaşırdıklarını anlatıyor. İlk başta şaka yaptığını ya da yalan söylediğini düşünmüşler. Gerçekten yıldızları duyamadığını fark ettiklerinde ise çok hasta olduğu sonucuna varmışlar ve büyük üzüntü duymuşlar. Çünkü Bushmenler doğayı duyamayan birinin en ağır hastalığa yakalanmış olması gerektiğini biliyorlardı.İnsanların gezegende bulundukları neredeyse tüm zamanlar boyunca, türlerin sınırlarını aşan düzenli konuşmalar hayatın doğal bir parçasıydı. Ne yazık ki günümüz dünyasında bu garip bir davet gibi görünüyor; çoğu insan böyle bir sohbeti başlatmakta zorluk çekiyor. Belki…
Bu çizim Slovenya’da 13 yaşındaki ilkokul öğrencisi Anja Rozan tarafından yapılmış. Dünyanın dört bir yanından gönderilen 600.000 çocuk resmi arasından birinci seçilmiş. Barışın neye benzediğini anlatıyor. Resmini şöyle yorumluyor: “Çizimim bizi bağlayan ve birleştiren toprakları temsil ediyor. İnsanlar birbirine örülmüştür. Biri vazgeçerse, diğerleri düşer. Hepimiz gezegenimize ve birbirimize bağlıyız ama ne yazık ki bunun farkında değiliz. Birlikte örülmüşüz. Başkaları benim yanımda kendi hikayemi örüyor, bende onlarınkini örüyorum.” Bu bilinç inanılır değil, o yaşta✌🏽👏🏽👏🏽👏🏽
(Bu sütunlarda Tuva’lı Kübey’in Adil Yaşam® notları başlığı altında yayımlanan yazılarda geçen Tuva, Kübey, Hömey/Kömey gibi kavramlar için https://adilyasam.net/tuvali-kubeyin-adil-yasam-notlari-hakkinda/ adresindeki birkaç paragrafa göz atıp geri dönmeniz önerilir. Tuva’nın bu denli sık anılmasının nedeni, doğaya eşsiz saygıları nedeniyledir.) Ey insanoğlu ne evren, ne de dünya senin için var. Önce sadece hidrojen vardı. Evrende ki tüm süreçler hidrojenle başladı. Evren hidrojen üstüne kuruldu. Dünya da, biz de, senin bedenin de, bütün kimyasal elementler de var olan hidrojenin ufak birer parçasıdır. Evrende ki hidrojenle kıyasla diğer tüm elementlerin miktarı azdır. Bu kadar büyük bir ölçek içinde, çevrenizde gördüğünüz hemen her şey hidrojendir. …
(Bu sütunlarda Tuva’lı Kübey’in Adil Yaşam® notları başlığı altında yayımlanan yazılarda geçen Tuva, Kübey, Hömey/Kömey gibi kavramlar için https://adilyasam.net/tuvali-kubeyin-adil-yasam-notlari-hakkinda/ adresindeki birkaç paragrafa göz atıp geri dönmeniz önerilir. Tuva’nın bu denli sık anılmasının nedeni, doğaya eşsiz saygıları nedeniyledir.) Ben Tuva’lı Kübey, Biz, bitkiler, ağaçlar, enerjiyi güneşten alırız. Havadaki gazları, topraktaki mineralleri suyla karıştırıp karmaşık kimyasal bileşikler yaparız. Bu kimyasal bileşikler ile gövdemizin hücrelerini inşa ederiz. Yani besinimiz, güneş enerjisinin yanı sıra havadaki, topraktaki su ve maddelerden ibarettir. Kullandığımız enerji güneşten gelir ve uzaya geri döner. Bu enerji akışı, döngüsel yaşam çevriminin sürdürülebilirliğini sağlar. …
(Bu sütunlarda Tuva’lı Kübey’in Adil Yaşam® notları başlığı altında yayımlanan yazılarda geçen Tuva, Kübey, Hömey/Kömey gibi kavramlar için https://adilyasam.net/tuvali-kubeyin-adil-yasam-notlari-hakkinda/ adresindeki birkaç paragrafa göz atıp geri dönmeniz önerilir. Tuva’nın bu denli sık anılmasının nedeni, doğaya eşsiz saygıları nedeniyledir.) Ey insanoğlu, şimdi sana bir sorum var: İster küçük ister büyük, bir canlı, yaşamak için neye ihtiyacı var; nasıl yaşamını sürdürebilir? Cevabı ben vereyim: Beslenerek! Tüm canlılar enerji ve madde transferi yapar, bunu daha ilk okulda hayat bilgisinde öğretirler sana. Her canlı beslenir, yedikleri maddeyi enerjiye dönüştürür, sonra tekrar acıkır, sonra tekrar beslenir….