6 Şubat depremi sırasında evleri yıkılanlardan birisi de Malatya Akçadağ’da yaşayan 6 kişilik İnan ailesi. 11 yaşında kızları Merve, yıkılan evlerinin onarımına katkıda bulunmak üzere bir kitap yazdı: Kar Çorbası. Adil Yaşam® sitesinin mesajlarını yayma konusunda sitenin yeni yüzlerinden Marmelat® bunu duymuş, büyük bir heyecanla annesine (Çiğdem Çelebi) anlatıyor. Marmelat’ın o tatlı telaşlı haliyle birbirinin yolunu kesen sözcükleri bir harika. Buyrun izleyiniz: “Marmelat Kar Çorbası‘nı tanıtıyor” tıklayabilirsiniz.
Adil Yaşam®’ın çocuk ve gençlere yönelik yüzü Marmelat® Kuklamanya®nın bestelediği kısa bir şarkı ile Adil Yaşam’ın en önemli mesajını veriyor: “Bu dünyada yalnız değiliz; hayvan, bitki, su, toprak, hava gibi dostlarımızla (evet yanlış okumadınız dostlarımızla) birlikte yaşıyoruz.” Her birimizin her eylemi bir diğerimizin hayatını, onun hayatı da başkalarınınkileri etkiliyor. (Prof. Türker Kılıç ustanın ifadesiyle “bağlantısal bütünsellik“) Fakat ne yazık ki, herşeyin geleceğini başkalarınınkilere bağlayan bu bağlar görünür değil saydam. Bu yüzden kendimizi hem yalnız, aynı zamanda da eylemlerimizde özgür sanıyoruz. Marmelat® yakında okula başlayacak; gideceği okulun adı AYO (Adil Yaşam…
Sebastio Salgado: Brezilyalı bir fotograf ustası. “Fotoğrafın sessiz draması” adlı TED sunumunda içinde yaşadığımız bütünlüğe yeni bir pencere açıyor; dahası o bütünlüğe somut katkılar sunabileceğimizi de gösteriyor. Lütfen tıklayınız
Tıklayınız adresinde bir tekne var. Bu teknede, çevrenizde rastlanabilecek kişilerden bazıları var; bazıları ise eksik gibi. Sizce daha kimler vardırı ve neler diyorlardır? tinaztitiz@gmail.com adresine ePosta atabilirsiniz. 🙂
Gündelik konuşma dilimize giren iklim ve ilişkili terimler neredeyse yeni bir kültürel çatlak (mevcutlar yetmez gibi) oluşturmaya gidiyor. Öğretmen paydaşımız Süleyman Ekiz’in (suleymanekiz@gmail.com) paylaştığı bu değerli sözlüğü ilginize, kendisine teşekkürlerimizi sınarız. (Tıklayınız)
Mesleki toplantı için gittiğim Van ilinde konaklama uzadıkça yarı açık cezaevi hissini giderek daha çok hissediyordum. Birbirini kesen dört ana cadde ve bu caddelerin ortasında kentin en büyük çarşı alanı, ne yöne gidersen git benzer insan, bina ve sokaklar. Kendine hapishaneler kurmada hayli başarılı olan ve yaşadığı hapishaneyi başkalarınkiyle kıyaslayarak rahatlayan benim gibi büyük şehir insanları için hissedilen sıkıntı anlaşılır, anlatılır durum değildi. Öyle bir şehir ki şöyle bir gidip geliyorsunuz bitiyor. Kaçmaya kalksanız genelde kış koşulları fırsat vermiyor, çoğu kez kendiniz vazgeçiyorsunuz. Üstelik işler yolunda gidiyordu ve sıkılmayı gerektiren bir durum da…
Adil Yaşam® web sitemiz‘de sık sık yeni görseller, videolar, kısa hikaye ve zihin haritaları yer alıyor. Bunları bazen tek tek bazen gruplar halinde sizlere (bugün itibariyle 426 daimi üyemiz var) duyuruyoruz. Bugün eklediklerimiz şunlar: Siteyi dostlarınıza önermeniz, Adil Yaşam® paradigmasının yaygınlaşmasına katkıda bulunacaktır. Şimdiden teşekkür ederiz.
Adil Yaşam web sitesi Matruşka Bebekleri gibidir; ama bir farkla. Matruşka bebekleri giderek küçülürken Adil Yaşam (AY olarak kısaltılıyor) açtıkça ilginçlikler ortaya çıkıyor. Bunlardan bir örnek, ana sayfadaki (Bu Animasyonu İzlemelisiniz) işaretli video bağlantısıdır. Bir bakınız, toplumda yakındığımız sorunların ne kadar çoğunun nerelerden doğduğunu, birbirlerini nasıl etkilediğini görebileceksiniz. Geri dönüşleriniz yeni bilgilerin üremesine yol açabilecektir. Teşekkürler
Elimde bir yaprak canlandı, Bir nefeslik oksijen üfledi, yüzüme. Orman iye’sinin nefesiydi bu, yaprak ise dünya ki tüm mahkemelere açılmış ecocide- ekokırım dava dilekçesi idi. Şimdi sen de eline bak, bir yaprak açarsa elinde, okuyabilirsin orman iye’sinin ekokırım dava dilekçesini. Dava dilekçesi diyor ki: “Ben Orman iye’siyim. Yaş kesenler; baş kestiler, gördüm. Kızlarımın, oğullarımın köklerini kestiler, gördüm. 88 yaşında nenenin tüm hayatını kestiler, gördüm. 28 yaşındaki genç kızın tüm gelecek umudunu kestiler, gördüm.Kızlarıma, oğullarıma sarılıp, onları korumaya gelen orman dostlarının yollarını kestiler, gördüm. Bu ecocide- ekokırım- dünya duymasın diye interneti…
Doğa ozanı Goethe çiçeklerin yaprak sürgünlerinin biçim değiştirmesinden olduğunu açıklayan bir botanik bilim insanı idi. Botanik Öğrenimimin Hikayesi başlıklı yazısında “ yazık ki ben az çok ozan olarak tanınıyorum ama benim doğa bilimleri öğrenim ve incelemeleri için ne kadar çalıştığımı bilen pek az “ diye yakınır. Alpler’de bizim dağlarımızda olduğu gibi yaylalar vardır, hayvancılık yapılır. Alp çayırlarında yayılan hayvanlar düzensiz otlatılmaz. Sahipsiz, bakımsız, mera yoktur oralarda. Özel kişilerin olmayan meralar milletin malıdır. Milletin malı deniz değil, azizdir. Yurtlarının, dağlarının süsü, ziyneti olan o çiçekleri koparmak da kimsenin aklına gelmez. Zaten …